Venedik Cumhuriyeti


Lagünün iskân edilmesi, VI. yy'da Lombardialıların istilaları sırasında düşman bir ortam içinde bulunmasının ve Venedik'in bütün öbür fetihçilerden kurtulmak istemesinin sonucudur. Denize bağımlı zanaatkarlar ve balıkçılar kasabası olan Venedik; bir dükün sözde yönetimiyle İstanbul'a bağlıydı. Ne toprağını işleyebilen, ne de hasat yapabilen kent, XI. yy'dan başlayarak deniz ticaretine yöneldi; bu uğraş şehrin tüccar soylularını zenginleştirdi ve halkını besledi.

 XI. yy'da dükler hâlâ site yurttaşları tarafından seçilmekteydi. XII. yy'da başlayan bu süreç sonucu, düklerin rolü temsille sınırlandı. Gerçek güç, konseyleri yöneten bir oligarşinin elinde toplanmıştı; bunlar Bilgeler Konseyi, Büyük Konsey ve onlardan türeyen Senato ve Onlar Konseyi'ydi. Büyük Konsey'e giriş yolu 1297'de kapandı. Düklerin 1355'e kadar ara sıra güç kullanması, hiçbir isyana sahne olmayan rejimi sarsmıyordu. « Yüce Senyörlük » ün devletçiliği tümüyle kendine özgüydü: lüks gıda maddeleri ve tahıl, devlet gemilerinde, donanmanın koruması altında tacirlere konvoylar halinde taşınmaktaydı. 

XIV. yy'dan başlayarak hinterlandında bir ekonomik bölge oluşturma kaygısıyla Venedik, bir ülke (anavatan) devleti kurdu; kapladığı alan İsonco'dan Adige'ye kadar uzanıyordu. Bu yönetim biçimi cumhuriyetin gelirlerinin yanı sıra, soyluların yatırımlarında da artış sağladı.

14.yy.

Venedik henüz İtalyan anakarasında ya da terraferma' da yayılmaya başlamamıştı. Bunun yerine, bugünkü Hırvatistan' ın Dalmaçya sahillerine ve Ege kıyılarına odaklanmıştı; kentin buradaki varlığının izleri bugün hala görülebilir. Bu yayılmada Venedik, 1204'teki Dördüncü Haçlı Seferi'nde Konstantinopolis' e saldırarak önemli bir rol oynadığı, Bizans' ta baş gösteren krizden büyük çapta yararlandı. 1203' te Haçlıların kendilerini Kutsal Topraklara götürmesi için Venedik' e ödeyecek yeterli parası olmadığından, Venedikliler onların önce Dalmaçya sahilindeki Zara limanını ele geçirmelerini, sonra da Konstantinopolis' e saldırmalarını sağladı. Venedikliler 1212' de Girit'i işgal ederek Bizans İmparatorluğu içinde önemli noktalara sahip oldular. Bu seferler Venedik'in karmaşık girişimlerde bulunma yeteneğini ortaya koymaktaydı. 

1339' da Venedik politikasını değiştirerek terraferma' daki Treviso kentini topraklarına kattı. Öte yandan Cenevizlilerle Venediklilerin denizde üstünlük sağlamak amacıyla 1253'te başlattığı mücadele 1378'den 1381'e kadar süren Chioggia Savaşı'na yol açtı. On üçüncü yüzyıl başında İtalyan donanmasında üçgen yelkenli teknelerin yerini tatar yaylı okçular taşıyan kadırgalar aldı. Limanlara ve adalara yapılan saldırılarda uzak mesafelerden etkili olan kadırgalar bu savaşlarda çeşitli taktiklerin uygulanmasına yol açtı. Venedik'in denizle bağlantısını kesip aç bırakarak teslim olmasını isteyen Cenevizliler büyük bir atılımla Venedik'in merkezinde (isole realtine) bulunan Chioggia Adası'nı ele geçirdiler. Böylece korunaklı lagüne giren kadırgalarına destek sağladılar. Aynı zamanda Venedik' e bahdan saldıran Padua' daki kara ordularıyla da iş[1]birliği içinde hareket ettiler. Venedikliler buna son derece başarılı planlanmış bir uygulama ile karşılık verdiler. Chioggia'yı Adriyatik' e bağlayan üç kanal gecenin karanlığından yararlanılarak taşlarla doldurulmuş çarklarla kapatıldı. Bu arada Venedik kadırgaları ve kara ordusu da Chioggia'nın güneyindeki Brendola'ya bir karşı saldırı düzenledi. Buradaki garnizon savunmasız kalarak tesllim olmaya zorlandı. Böylece Venedikliler Cenovalıları Kuzey Adriyatik'in dışına püskürttüler ve anakarada yayılmaya başladılar. Bu çalışma lojistik hesapların önemini ortaya koydu; Cenevizliler Venedik' in Sicilya' dan sağladığı tahıl ve paranın önünü kesmeye çalışırken bir yandan da yeni kadırgalar yaptırmaya ve gereği kadar paralı asker temin etmeye yetecek mali güce sahipti.

….

15.yy.

Venedik daha da ileri giderek Brescia'yı, 1426' da Garda Gölü üzerine bulunan Magnifica Patria' daki otuz dört komünü ve 1428'de de Bergamo'yu ele geçirdi. Venedik' te yönetimde bulunan seçkinlerin bir kısmı bu amaçla savaşmaya karşı çıktılar ama sonunda genişlemeden yana olanlar ağır baslı. Başlangıçta bu yayılma Milano'nun gücünü zayıflattığı için Floransa ve Roma' da hoş karşılandı. 144l'de Venedik Ravenna'yı da topraklarına kattı ama yönetimde yaşanan büyük sorunlar yüzünden bu kenti 1509' da yitirdi. Bu kazanımlar Venedik' e demir ve kereste üretimi dahil ekonomik ayrıcalıklar ve zenginlik sağlarken bir yandan da yeni yönetimsel sorumluluklar yükledi. Venedik'in elindeki bölgeler kendi soyluları tarafından yönetilmekteydi

Kısa İtalya Tarihi, Jeremy Black

Türk yayılması ve XVI. yy'ın yeni ekonomik coğrafyası, dinamik tepkiler gerektirdi; sonuçta şehir kültürel rolünü ve anavatan topraklarındaki sanayi faaliyetlerine dayalı zenginliğini korudu. Ancak XVII. yy'dan itibaren Venedik, İngiliz ve Hollanda rekabetine dayanmakta güçlük çekti. Uygarlaşma hareketinin patlaması da ekonomik ve politik çöküşü gözlerden saklayamaz hale geldi. Sonuçta 12 Mayıs 1797'de Napolyon birliklerinin ilerlemesiyle son dük de yönetimden el çekmek zorunda kaldı. T.L.

Venedik Cumhuriyeti

16. yüzyıl boyunca, Venedik Cumhuriyeti özerk bir politika izleyip rakipsiz İspanyol hakimiyetinden sıyrılmaya çalışan tek İtalyan oluşumudur. 1509'daki Agnadello yenilgisinden sonra, Venedik topraklarını büyütmekten vazgeçmek ve siyasi hedeflerini daraltmak zorunda kalır. Ancak gene de hareketlerini ihtiyatlı bir gerçekçiliğe dayandırarak anakaradaki bölgelerinin neredeyse tamamını geri almayı ve hem İtalya'da hem Avrupa'da önemli bir rol oynamaya devam etmeyi başarır.

Dolayısıyla, Amerika ve Doğudaki coğrafi keşiflerin ardından Venedik'in hemen ve otomatik olarak çöküşe girdiği düşüncesi yanlıştır. Bu düşüncenin yerine, cumhuriyetin büyük çapta dayandığını ve Avrupa ekonomisiyle siyasetinin değişmesine karşı kendini savunabilmesi ve buna uyabilmesi için cevaplar geliştirdiğini göz önüne alan bir analiz kurgulamak isabetli olacaktır.

Göz önüne alınan dönem boyunca ticaret canlı ve istikrarlıdır. Örneğin biber satışı Portekiz tekelinin oluşmasından fazla zarar görmez. Bunun bir nedeni, Venediklilerin sattıkları yüksek kaliteli baharatın fiyatının Lusitanya baharatınınkinden daha yüksek olmasının mazur görülmesidir, ikinci nedeni ise Kuzey Avrupa'da bazı yerler için daha düşük nakliye masrafının fiyat farklılığını telafi edebilecek derecede olmasıdır. Aynı durum, yün sanayi ve ipek kumaş ile cam gibi lüks tüketim malları üretimi için de geçerlidir.

Sosyo-ekonomik bakımdan, yönetici sınıflar toprağı, yeniden değerlendirme politikası izlemeyi tercih ederler. Ancak arazi yatırımı eğilimi İtalya'nın diğer yerlerinde olanın aksine parazitvari özellikler kazanmaz. Aksine değişmiş bir siyasi ve ekonomik ortamda rasyonel bir sermaye kullanımı oluşturur. Veneto bölgesinin villaları (16. yüzyıl boyunca 257 tane inşa edilir) kar üreten tarımsal şirketler şeklini alır. El koyduklarını sularlar, çiftlikleri genişletirler ve bataklık alanları kuruturlar. Denizciliğe bağlı ekonomik hayat gemi yapım sektöründeki krizden etkilenir ve izlenen korumacı siyaset -ticaret Venedik merkezli olmalı ve mallar da Venedik gemileriyle taşınmalıdır- sonunda cumhuriyetin ekonomisine zarar verir.

Venedik siyasi-kurumsal yönden de ekonominin ve zenginliğin yatırım stratejilerinin savunmacı gidişatını izler gibidir. Şehirli üst tabakalar, eskiden beri var olan oligarşik çekirdek oluşturma eğilimlerini pekiştirir ve senatoya verilen yetkileri azaltırlar. 1547'de Onlar Konseyine ek olarak sapkınlığa karşı, görevi Protestanlıkla savaşmak olan Üç Bilge yargı kurumu  oluşturulur. 1538-1540 arasında Türklere karşı yürütülen savaşı finanse etmek için paraya gereksinimi olan Onlar Konseyi, yirmi beş yaşından genç üst sınıf mensuplarını 20 bin dukat karşılığında Büyük Konseye atama hakkını ilan eder. Savaş bittikten sonra bu olağanüstü karar kaldırılmaz ve böylece asil sınıf yönetici sınıfın seçilmesi açısından yeni bir siyasi güç elde eder.

Üstelik bu güç, şehirli üst tabakaların katiplerin bürokratik kurumuyla sağladıkları yakınlıkla takviye edilir. Böylece asil sınıf içinde eski ve yeni aileler arasında çatışmanın ortaya çıkması için uygun şartlar yaratılmış olur. "Yaşlılarla gençler arasında mücadele" olarak bilinen bu çatışma, bu yüzyılda Venedik'in siyasal ve kurumsal tarihini belirler. Yeni asil olan aileler başka şeylerin yanı sıra geleneksel ticari ve denizcilik ruhuna dönük, daha dinamik bir dış politika, senatörlerin itibarının yükseltilmesini ve cumhuriyet dahilinde kilisenin yetki isteklerine karşı daha katı bir tavır talep ederler. Ancak tartışmanın şiddeti ve 1582'de gençlerin talepleri doğrultusunda gerçekleştirilen bazı kurumsal reformlar, o zamanki Venedik siyasetinin genel muhafazakar çerçevesini değiştiremez. Bunun sonucunda, Venedik Cumhuriyetinin Avrupa bağlamında eski pozisyonuna yükseltilmesinden vazgeçilir ve cumhuriyet yarımadadaki herhangi bir kara devletininkinden farklı olmayan bir yol izlemek zorunda kalır.

16.Yüzyıl Rönesans Çağı, Ed: Umberto Eco, İtalya’daki Devletler, Miguel Gotor

http://explorethemed.com/Venice.asp?c=1#2

Not: Venedik'in yönetim yapısı ve denizcilik gücünü özetleyen yararlı bir sayfanın bağlantısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder