Kavimler Göçü
Hunlar’ın Volga’nın batısında
yaşayan Gotları yurtlarından kovmasıyla başlayan Kavimler Göçü, V. Yy. dan
itibaren Avrupa'da « barbar krallıkları » denen küçük devletlerin doğmasıyla
sonuçlandı. ( Tablonun sol alt köşesindeki harita)
Gotlar 410'da Roma;yı ele geçirdiler, 412’den itibaren Aquitania'ya yerleştiler. Aquitania'da kurulan Vizigot Krallığı, batıdaki barbar krallıklarının ilkiydi. Bu arada, Vandallar, Süevler ve Alamanlar Ren Irmağını aşmışlardı.
Vandallar 439'da Afrika'da Kartaca
çevresine yerleşirken, Süevler Kuzey İspanya'da bir devlet kurdular; Alamanlar
İsviçre'ye girdiler. 436'da Romalı komutan Aetius'un yendiği Burgundlar
443-461 arasında Lyon çevresinde, Ostrogotlar ise 493'te İtalya'da
yerleştiler. Alamanlar dışındaki bütün kavimler, Batı Roma'nın lanetlediği
Ariusçuluk'u benimsediler. Bu arada kralları I. Clovis'in öncülüğünde Katolik
dinini benimsemiş olan Franklar da Galya'nın kuzeyinde yeni bir krallık
kurdular.
Doğu Roma orduları 555'te İtalya'daki
Ostrogotları bozguna uğrattı. Ama 568'den itibaren Po Ovası'na bu kez Lombardlar
yerleşti. Nihayet VI. yy'ın ortalarında Anglosaksonlar, Britanya Adası'ndaki
Bretonları (Britanni)
kuzeye ve
batıya sürerek yeni krallıklar kurdular.
Bütün bu devletler Roma'dan miras kalan yönetim yapısıyla ve misyonerler aracılığıyla Germen ülkelerini Hıristiyanlaştıran Katolik Kilisesi'nin desteğiyle, VI. ve VII. yy'larda durumlarını sağlamlaştırdılar. Ama, Frankların Kralı I. Dagobert'in (629-638) ölümünden sonra bütün barbar krallıklarında bunalımlar baş gösterdi. T.L.
Bütün bu devletler Roma'dan miras kalan yönetim yapısıyla ve misyonerler aracılığıyla Germen ülkelerini Hıristiyanlaştıran Katolik Kilisesi'nin desteğiyle, VI. ve VII. yy'larda durumlarını sağlamlaştırdılar. Ama, Frankların Kralı I. Dagobert'in (629-638) ölümünden sonra bütün barbar krallıklarında bunalımlar baş gösterdi. T.L.
Barbar göçleri, göçebeler ile yerleşik halklar arasında bin yıldır süren
çatışmanın sadece bir dönemi olarak görülebilir. İmparatorluk, başlıca
özelliği siyasal istikrar olan; kuzeyden ve doğudan gelen halkların baskısına tepki veren engin bir bölge olarak karşımıza çıkar. İmparatorluk
ile komşu halklar arasındaki gerilimli dönemlerin ardından 375 yılında
Tuna bölgesinden büyük bir göç başlar ve bir yüzyıl içinde Batı Roma
İmparatorluğu'nun üniter iktidarını yok eder.
Göçebe ve Yerleşik Halklar
IV ile V. yüzyıllar arasında Batı Akdeniz bölgesinin üniter sistemini altüst
eden göçler, Avrupa-Asya ekseninde birkaç binyıllık bir karşılaşma-çatışma tarihinin bir parçasını oluşturur. Buradaki taraflar, Akdeniz'den Doğu
Çin Denizi'ne kadar ulaşan ılıman iklimli geniş bir bölgede tarımla uğraşan yerleşik halklar ile o bölgelerin kuzeyindeki bölgelerde bulunan, ama
iklim ve demografik nedenler başta olmak üzere yayılma eğilimi gösteren
ve yerleşik halkların topraklarını hedef alan göçebe-çobanlardır.
Bu devasa bölgenin batı tarafında yaşanan en geniş çaplı ve uzun süreli göçler,
Litvanyalı arkeolog ve dilbilimci Marija Gimbutas'ın (1921-1994) günümüzde en çok itibar edilen, ama tartışma konusu olmaya da devam eden
tezine göre, MÖ V ile II. binyıllar arasında Ural-Pontus steplerinden Avrupa, Transkafkasya, Anadolu, İran ve Kuzey Hindistan'a yayılan ve Hint-Avrupa adı verilen halkların göçleridir. Bu göç uygarlığı sonucunda, I. binyılda Orta-Doğu Akdeniz bölgesinde, aşamalı olarak gelişen Helenistik uygarlık başta olmak üzere, çeşitli Hint-Avrupa kültürleri oluşur. MÖ II. yüzyıldan itibaren de
Roma'nın askeri yayılımıyla, Orta ve Kuzey Avrupa halklarının saldırılarına karşı korumalı, Helenistik kültürün mirasçısı ve siyasal istikrara sahip geniş bir bölge oluşmaya başlar. Ancak Akdeniz'e doğru uzanan bu
bölgenin dayanma gücü, bir türlü sakinleşmeyen göçebe dünyasının saldırılarıyla sık sık sınanır ve Batı kısmı V. yüzyılın başından itibaren nihayet tamamıyla çöker.
"Roma merkezli" açıdan bakarak Batıda imparatorluk sisteminin sonuna işaret eden göçlerin savaşçı ve yıkıcı yönlerini vurgulayan tarihyazımı "Barbar istilalarından söz ederken, bu olaylara göçebeler ile yerleşik halklar arasındaki uzun süreli çatışmanın tarihi açısından yaratıcı
bir dönem gözüyle bakıldığında (özellikle XIX. yüzyıldan günümüze olan
Alman dilindeki tarihyazımmda) "halkların göçleri"nden (Völkerwanderung) söz edilir.
Ortaçağ, Ed.Umberto Eco, Barbar Göçleri ve Batı Roma
İmparatorluğu'nun Sonu, Massim o Pontesilli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder