Avrupa'ya Akınlar


Tarihin bir döneminde Avrupa coğrafyası oldukça çekiciydi. Bugünün Avrupa'sını anlamak isteyenler için, Türklerin, Slavların, Vikinglerin, Müslüman Arapların ve diğerlerinin yerleşmek ya da geçici kazançlar sağlamak amacıyla bölgeye yaptıkları akınların izini sürmek öğretici olacaktır.

Vikingler adını verdiğimiz kuzeyli halkların  suları kullanarak inanılmaz mesafeler katettiklerini biliyoruz.






Bu kadar uzak mesafelere, görece hafif gemilerle nasıl ulaşılıyordu?

Vikingler, atalarından sadece kol gücüyle hareket etmek üzere tasarlanmış uzun gemiler yapma geleneğini devralmışlardı. Kuşkusuz, daha yakın tarihlerdeki ilişkiler aracılığıyla yayılan Batı modelinin etkisiyle, İskandinav gemilerinin ilkel bir donanıma (tek direğe dikilen bir serene asılmış kare veya dikdörtgen biçiminde basit bir yelken) kavuşması ve gövdenin bu yeni itim gücüne uyarlanması için, VII. yy'ı, daha büyük bir olasılıkla da VIII. yy'ı beklemek gerekecekti.

Vestfold'da, özellikle de, Roskilde'de bulunan örnekler, İskandinav marangozlarının dehasını gösterir. Binişli yapım tekniği sistemli olarak uygulanıyordu: bir çatının kiremitleri gibi üst üste binen borda kaplamalarının tutturulması için bunları çivilemek veya boydan boya sıkıca perçinlemek yeterli oluyordu; böylece, tekneyi bir arada tutmak için sert bir iskelete gerek kalmıyordu. Dolayısıyla, Viking gemileri hafif ve dirençli teknelerdi. Öte yandan, yassı ve düz taban basit bir omurgayla donatılmıştı: enlemesine kesiti kaş işaretini andıran tekne, hem dengeli hem de akıntıya dirençli oluyordu.

Bu temel yapıda, teknenin savaş veya ticaret gemisi olup olmadığına, karasularında veya uzak yolda kullanılıp kullanılmayacağına bağlı olarak değişiklikler yapılabiliyordu. Rünik yazıtlarda ve sagalarda geçen çeşitli terimler bu farklı kullanımları ortaya koyar: büyük ticaret gemileri için knör, «uzun savaş gemileri» içinse langskip sözcükleri kullanılır. Drakkar sözcüğüneyse asla rastlanmaz («ejderha» anlamına gelen bu sözcük, bazı sagalarda sadece, bu masal hayvanını temsil eden pruva figürleriyle ayırt edilen büyük filoları belirtmek için kullanılır).

Bu gemiler, donanmalarıyla, Kuzey denizlerindeki bütün rakiplerini geride bırakan bir esnekliğe ve kullanma kolaylığına sahipti. Düşük sualtı derinlikleri ve yassı tabanlanyla en küçük nehirlerin yukarı çığırlarına kadar çıkabiliyor ve alüvyonlu veya kumsal her türlü nehir veya deniz kıyısında demirleyebiliyorlardı. Kusursuz simetrileri sayesinde, demirledikleri yerden kolayca geri manevra yapabiliyorlardı. Elverişli rüzgârda saatte onlarca fersahlık (18,52 km/sa) bir hıza erişiyor ve günde 80 deniz mili (150 km'ye yakın) yol alabiliyorlardı. Her an yelkenin yerini alabilecek önemli sayıda mürettebat kürek başında bekliyordu. Bu teknelere, kolaylıkla yüklenip indirilen atlar, seferlerin karada da sürdürülmesini sağlıyordu.

Belki, teknenin burnunda duran bir kılavuz, ama kıçta mutlaka bulunan ve yanlamasına takılan bir küreği yöneten bir dümencinin kıyıya olabildiğince yakın ilerlemesini sağlıyordu. Pusulanın bilinmediği o dönemlerde, uzak yol seferlerinde geminin yönünü kaybetmemesi için, egemen rüzgârların yönünü (gemilerin üstünde çoğu zaman küçük bir rüzgârgülü bulunuyordu), daglaların biçimini, akıntının yönünü, balinagillerin ve deniz kuşlarının göç yollarını, Güneş'in ve yıldızların konumunu gözlemek gerekliydi. Denizle ilgili deneyime dayalı bilgiler, özellikle de, kuşaktan kuşağa aktarılan deneyimler, başarının vazgeçilmez koşullarıydı. Axis

Slavlar

Slavlar, Bizans İmp.luğunun sınırlarında ilk kez VI.yy. da görüldüler.Yukarı Asya kökenli, iyi örgütlenmiş ve güçlü bir krallık kuran Avarlar da Slavlar  ile beraberdi. Avarlara boyun eğen Slavlar Alpler'den Peloponez'e kadar bütün İlirya'ya yerleşmeden önce Balkanlar'a sık sık akınlar düzenlediler.

Dniester ve Don ırmakları arasındaki bölgeden gelen Slavlar, diğerlerinin aksine fetih peşinde koşuyordu.VI.yy. dan itibaren İlirya ve Makedonya'yı sömürgeleştirmeye giriştiler.

Aralarında ilk devlet kuran Türk kökenli Bulgarlar oldu. Bulgarlar'ın Bizans İmparatorluğu üzerinde ciddi tehdit olduğu dönemde, Slav devletleri de oluşmaya başladı. İlk Slav devleti Büyük Moravya'da kuruldu. 
🔎Slavlar







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder