Augustus döneminde lejyonların yerleşimi |
İmparatorluğun bölünmesi. |
Costantinuslar Severuslar’ın düşüşü (235) ile Diocletianus’un tahta çıkışı arasında uzun bir kargaşa dönemi yaşandı. Germen istilalarını püskürtmeyi başarıp Perslere saldıran İllyrialı imparatorlar sayesinde buhrandan kurtulan Roma İmparatorluğu, Diocletianus’tan (284-305) itibaren yeni özellikler göstermeye başladı. Diocletianus özellikle Romalıların geleneksel inançlarına dayanırken, I. Constantinus (306-337) Hıristiyanlık’tan güç alıyordu; ama, her ikisi de imparatorluğu aynı yönde yeniden canlandırmaya çalışırlar: devletin merkezileştirilerek güçlendirilmesi ve bürokratik sistemin iyileştirilmesi. Diocletianus’un 303-304’te Hıristiyanlara uyguladığı
zulümden amaç, yeni yarattığı dört başlı yönetime (tetrarşi) karşı saygıyı
pekiştirmektir. I. Constantinus, önce Hıristiyanlara inanç özgürlüğü
tanıyarak (313), sonra da bir ölçüde Ariusçu mezhep sapkınlığını
destekleyerek imparatorluğu sağlamlaştırmayı yeğler. I. Constantinus’un
ölümünden sonra imparatorluk üç oğlu arasında bölüşülür: bunlardan II.
Constantius, 351-361 arasında imparatorluğu yeniden birleştir. II.
Constantius, Hıristiyan dinini(veya daha doğrusu Ariusçu mezhep sapkınlığını)
desteklerken, halefi Julianus (361-363) paganlığı yeniden canlandırmaya
çalışır. Ama daha sonra, bir yandan yeni bir toplum ve yeni bir kültür ortaya
çıkarken, Hıristiyanlık da yavaş yavaş zafere ulaşır.
I. Constantinus’un Konstantinopolis’te (İstanbul, 330) yeni bir başkent kurmasıyla birlikte, imparatorluk ikiye bölünme sürecine girer ve her birinin bir imparatoru vardır. Birleşik tek imparatorluğa hükmeden son imparator I. Theodosius’tu (379-395). Doğu Roma’nın imparatoru olan Theodosius, yavaş yavaş Batı’yı yeniden ele geçirir, 381’de Konstantinopolis Konsili’yle Ariusçuluk’u yasaklar, 392’de de Hıristiyanlık devlet dini haline getirilerek tapınaklar kapatılır. Ölünce imparatorluk iki oğlu arasında kesin şekilde bölüşülür : Doğu Arcadius’a, Batı ise Honorius’a bırakılır. Bölünmeye kadar pek etkili olmayan Gotlar’ın tehdidi bu aşamadan sonra Batı’yı zorlamaya başlar; Gotlar, 410’da Roma’yı ele geçirip yağmalarlar; 418’de Aquitania’ya yerleşirler ve kendilerini imparatorluk içinde federe bir halk olarak kabul ettirirler.
Théma
Larousse
|
Roma İmparatorluğu'nun Batı kısmının çöküşü ve imparatorluğun sadece Doğu kısmına indirgenmesi V. yüzyıldan itibaren aşama aşama gerçekleşir. Nitekim Batı Roma'nın parçalanması tek bir felakete bağlanamaz. Eleştirel tarih, geç antik dönemin son kısmının Roma tarihinde sarsıcı ve dramatik bir dönem oluşturduğu konusunda hemfikirdir; Roma’nın önlenemez çöküşü yıllarca sürer ve neredeyse bütün bir yüzyılı kapsar. Öte yandan merkezi yönetimin Kuzey Afrika, İberya Yarımadası, Galya ve Britanya adalarını kapsayan imparatorluk eyaletleri üzerindeki kontrolünü kaybetmesi, uzun bir siyasi ve özellikle askeri istikrarsızlık sürecinin sonucu olarak gelişir.
Her ne kadar kökeninde Barbar
istilaları gibi güçlü bir dış etken varsa da bunun asıl belirleyici nedeni,
idari yapının aşırı derece[1]de büyümüş olması, kurumlar arasında yaygın
olarak yer alan yolsuzluk, ticaretin azalması, şehirlerin gerilemesi ve nüfusun
demografik açıdan zayıflamış olması başta olmak üzere çeşitli iç etkenlerdir,
içeride zayıflamaya yol açan bu etkenlerin sonucunda
Romalılar imparatorluk topraklarını ve halkını korumada giderek daha aciz hale
gelir ve bu koruma görevi büyük ölçüde Barbarlardan oluşan ordulara verilir.
Germen askerlerinin bu şekilde giderek askeri hiyerarşiye nüfuz etmesi
sonucunda da Germen halkları imparatorluğun batı kısımlarına kalıcı olarak
yerleşirler. Romalılar 440'lı yıllara kadar Germen halklarının ilerlemesine
şiddetli bir şekilde karşı çıkmaya çabalar. Batı Roma İmparatorluğu'nun başkenti
Ravenna'nın 476'da düşüşü ve Herüller, Skirler, Turcilingler ve Ruglardan
oluşan Barbar ordusunun başındaki Odoacer'in (y. 434-493) İmparator Romulus
Augustulus'u (459-476, 475) tahttan
indirerek imparatorluk sancaklarını Konstantinopolis'e göndermesi, Barbarların
imparatorluğa nüfuz etme sürecini ve Batı Roma İmparatorluğu'nun birliğinin
yıllar önce başlamış olan parçalanışını kesin bir şekilde mühürlemiş olur.
Ortaçağ, Cilt I, Ed: Umberto Eco,Roma-Barbar Krallıkları, Fabrizio Mastromartino
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder