Enformasyon
teknolojisi devrimi, ekonomi, toplum ve kültürün maddi temellerinde bir
kesintiye sebep olan, en azından 18. yüzyılın sanayi devrimi boyutunda bir
tarihsel olaydır.
Yeni
enformasyon teknolojileri yalnızca uygulanacak araçlar değillerdir, aynı
zamanda geliştirilecek süreçlerdir. Kullananlar ve yapanlar aynılaşabilir. Böylece
kullanıcılar, İnternet örneğinde olduğu gibi, teknolojinin kontrolünü ele
alabilir. Bu yüzden de, yaratma ve sembollerin kullanımı gibi toplumsal
süreçlerle (toplumun kültürü), mal ve hizmetleri üretme ve dağıtma kapasitesi
(üretim güçleri) arasında yakın bir ilişki vardır. Tarihte ilk kez, insan aklı
yalnızca üretim sürecinin belirleyici bir unsuru olmakla kalmamış, doğrudan bir
üretim gücü olmuştur. Dijital teknoloji, ses, görüntü ya da veri, her tür
mesajın paketlenmesini sağladığında, bağlantıları kontrol merkezlerini kullanmaksızın
iletebilen bir ağ oluşturuldu. Dijital dilin evrenselliği ve iletişim
sisteminin ağ oluşturmaya yönelik saf mantığı, yatay, küresel iletişim için
teknolojik koşulları hazırladı.
…..
Silikon
Vadisi. Daha önce de belirttiğim gibi başka kilit teknolojilerin yanı sıra
entegre devre, mikroişlemci, mikrobilgisayar, Silikon Vadisi’nde geliştirildi;
elektronik alanındaki yeniliklerin kalbi, 40 yıl boyunca, yaklaşık çeyrek
milyon enformasyon teknolojisi işçisi sayesinde attı.64 Ayrıca, San Francisco
Körfezi bölgesi (Berkeley, Emeryville, Marin County ve San Francisco’nun
kendisi de d a hil) aynı zamanda genetik mühendisliğinin de doğduğu yerdi;
yüzyıl dönümüne gelindiğindeyse ileri yazılım, genetik mühendisliği, İnternet tasarımı
ve geliştirilmesi, multimedya bilgisayar tasarımında da dünyanın önde gelen
merkezlerinden biriydi.
Bütün bu
renkli hikâyelerden iki katmanlı bir sonuç çıkarılabilir: İlki enformasyon
teknolojisi devriminin gelişiminin, keşiflerin ve uygulamaların etkileşim
içinde olduğu, sürekli tekrarlanan bir deneme yanılma süreciyle, yaparak
öğrenmeyle sınandığı bir yenilik mecrasının oluşumuna katkıda bulunduğu; bu
mecranın, araştırma merkezleri, yüksek eğitim kurumlan, ileri teknoloji
şirketleri ve yeni şirketleri finanse edecek risk sermayesi şirketlerinden
kurulu bir ağın mekânsal bir yoğunluk içinde bulunmasını gerektirdiğidir.
İkincisi böyle bir ortam kurulduğunda, 1970’lerde Silikon Vadisi’nde olduğu
gibi, kendi dinamiklerini yaratma, dünyanın dört bir köşesinden bilgi, yatırım
ve yetenek çekmeyi gerektirir. Öyle ki, Silikon Vadisi 1990’larda Japon,
Tayvanlı, Koreli, Hint ve Avrupa şirketlerinin yayılmasından, çoğu Hindistan ve
Çin’den Silikon Vadisi’nde olmayı yeni teknolojiyle, işletmecilikle ilgili
değerli bilgi kaynaklarına ulaşmanın en üretken yolu olarak gören binlerce
mühendis ve bilgisayar uzmanının gelişinden yarar sağladı.
…..
Hem Amerika’da
hem de dünya çapında enformasyon teknolojisi devrimini başlatan, garajına
kapanmış yenilikçi girişimci değil, devletti. Yeni enformasyon teknolojilerinin
ortaya çıkışında bir yanda devletin geliştirdiği makro ölçekteki araştırma
programlan ve büyük piyasalar, diğer yanda bir teknolojik yaratıcılık
kültürüyle hızlı kişisel başarı örneklerinin harekete geçirdiği merkezsizleşmiş
yenilikçilik arasındaki ilişki etkili oldu. Böylece yeni enformasyon
teknolojileri şirketler, örgütler ve kurumlardan oluşmuş ağlara dağılarak yeni
bir sosyo-teknik paradigma oluşturdular.
Yeni
paradigmanın ilk özelliği hammaddesinin enformasyon olmasıdır: Bu
teknolojiler enformasyonu temel alan, hareket kaynağı enformasyon olan
teknolojilerdir; daha önceki teknolojik devrimlerde olduğu gibi yalnızca
enformasyonun teknolojiyi temel alması söz konusu değildir.
İkinci
özellikse, yeni teknolojilerin etkilerinin yayılımlarıyla ilgilidir. Enformasyon
bütün İnsanî etkinliklerin ayrılmaz bir parçası olduğu için, bireysel ve
kolektif varoluşumuzun bütün süreçleri doğrudan yeni teknolojik araçlarla
şekillendirilir (kesinlikle bunlarla belirlenmese de).
Üçüncü
özellik, bu yeni enformasyon teknolojilerini kullanan bir sistemin ya da
ilişkiler kümesinin ağ kurma mantığıyla ilgilidir. Görünüşe bakılırsa, ağın
morfolojisi, etkileşimin giderek artan karmaşıklığına, bu etkileşimin yaratıcı
gücünden doğan öngörülemez gelişme şablonlarına gayet iyi uyum sağlayabilir.87
Bu topolojik konfigürasyon, ağ, yenice elimize geçen enformasyon teknolojileri
tarafından bütün süreçlere ve örgütlenmelere maddi bakımdan uygulanabilir
artık. Onlar olmadan ağ mantığını uygulamak biraz zor olacaktır. Ancak bu ağ
mantığı esnekliği korurken, yapıdan yoksun olanı yapılandırmak için gereklidir;
çünkü insanın etkinliklerinde yeniliğin itici gücü yapıdan yoksun olandır.
Ayrıca ağlar yayıldığında, büyümeleri de katlanır; daha fazla bağlantı
olduğundan ağa dahil olmanın yararları da katlanarak artar, ayrıca maliyet de
doğrusal olarak artar. Ayrıca ağın dışında kalmanın cezası da ağın büyümesiyle
birlikte büyür, çünkü ağın dışında kalan başka unsurlara erişim fırsatları
azalır. Yerel ağ teknolojisinin yaratıcısı Robert Metcalfe, 1973’te, bir ağın
değerinin ağdaki bağlantıların karesi kadar artacağını gösteren basit bir
matematik formül geliştirmişti. Formül şudur: V= n (n -1)’ n burada ağdaki
bağlantıların sayısıdır.
Dördüncüsü,
ağlaşmayla ilgili fakat açıkça farklı bir özelliktir; enformasyon teknolojisi
paradigması esnekliği temel alır. Parçaların yeniden düzenlenmesi süreçleri
geri çevrilebilir kılmakla kalmaz, aynı zamanda örgütlenmelerin, kurumların
değiştirilmesini, hattâ kökten değiştirilmesini de sağlar. Yeni teknoloji
paradigmasının konfigürasyonunun ayırt edici özelliği yeniden tanımlayabilirle
kapasitesine sahip olmasıdır ki, temel nitelikleri sürekli değişim, örgütsel
akışkanlık olan bir toplumda belirleyici bir özelliktir bu.
Yeni Ekonomi
Yeni
enformasyon teknolojisi sanayilerinin ürünleri, enformasyon işleyen aygıtlar ya
da enformasyon işlemenin kendisidir 1970’lerin başında, tam da enformasyon teknolojisi
devriminin şekillenmeye başladığı yıllarda verimlilik artışının düşüş eğilimine
girdiğini görüyoruz. Ekonominin yalnızca enformasyona dayalı değil, aynı zamanda
enformasyonel olmasının sebebi bu işte; zira, tıpkı endüstriyel ekonominin
imalat için yalnızca yeni enerji kaynaklarına değil, yeni bir toplumsal ve
teknik işbölümünün damgasını vurduğu bir endüstriyel kültürün ortaya çıkmasına
dayandığı gibi, yeni teknolojik paradigmanın yayılması ve uygulanmasının da
bütün bir toplumsal sistemin kültürel-kurumsal niteliklerini içermesi
gerekiyor. Küresel ekonomi bundan biraz da53 ha farklıdır: Gerçek zamanlı
olarak ya da, seçilmiş bir zamanda gezegen çapında tek bir birim olarak işleme
kapasitesine sahip bir ekonomidir.
Bu
küreselleşmiş çekirdek de, finans piyasalarını, uluslararası ticareti, ulusüstü
üretimi ve bir ölçüde bilim ve teknolojiyi, uzmanlaşmış emeği içerir. bilimin
ve teknolojinin birkaç ülkede, birkaç bölgede yoğunlaştığını söylemek mümkün
olsa da, teknolojik uygulama bilgisi akışı tüm dünyaya yayılmaktadır, ama son
derece seçici bir biçimde.
Bu akış,
üniversiteyi dünyanın dört bir köşesindeki araştırma kaynak-larına bağlayan
merkezsizleşmiş, çok yönlü üretim ağlarında yoğunlaşıyor.
Bu biçimde bir
teknoloji üretimi ve aktarımı, ulusüstü üretim ağlarının yapısını ve
dinamiklerini yansıtıp bu ağlara yeni merkezler eklerken küreselleşmeye de
belirleyici bir katkıda bulunuyor. Bilim ile teknolojinin eşitsiz gelişimi,
enformasyonel üretimin mantığını merkez ülkesinden koparıyor, çok merkezli,
küresel ağlara kaydırıyor
Yeni ekonomi
belli bir zaman diliminde, 1990’larda, belli bir yerde, ABD’de, belli
sektörlerin, enformasyon teknolojisi ile finans sektörlerinin çevresinde,
biyoteknolojinin de ufukta parladığı bir ortamda ortaya çıktı.118 Öyle
görünüyor ki, enformasyon teknolojisi devriminin 1970’lerde atılan tohumları,
ancak 1990’ların sonunda, verimlilik artışını hızlandıran, ekonomik rekabeti
kızıştıran bir yeni süreçler ve ye118ni ürünler dalgasıyla meyvelerini vermeye
başladı. Her teknolojik devrim, kendi temposuyla toplumsal ve ekonomik yapılara
yayılır. Tarihçilerin belirleyeceği sebeplerden dolayı, öyle görünüyor ki, bu
teknolojik devrimin dünyaya yeni bir donanım kazandırması çeyrek yüzyıl sürdü;
kendisinden önceki devrimlerin gereksinim duyduğundan çok daha kısa bir zaman
aralığıdır bu.
Alıntılar: Enformasyon Çağı, Cilt 1, Ağ Toplumunun
Yükselişi, Manuel Castells, Bilgi Üniversitesi Yayınları
Endüstri 4.0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder