Kappadokia
Bölgesi, coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca siyasi ve ekonomik bakımdan
önemli bir yer konumundadır. Özellikle Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit dönemlerinde
doğu-batı ve kuzey-güney yönünden gelen yolların kavşak noktasında yer alması
bölgenin jeopolitik önemini daha da artırmıştır. Bu sebeplerden dolayı,
farklı dönemlerde Kappadokia Bölgesi ve çevresi büyük siyasi çekişmelere
sahne olmuştur. Bu mücadelelerden dolayı bölgenin sınırlarındaki değişmeleri açık bir şekilde tespit etmek güçtür. Demir Çağı içerisinde Tabal-Asur mücadelesi ve Asur baskısı altında olan bölge, Tabal’ın siyasi varlığının ortadan kalkması ile önce Med daha sonra Pers hâkimiyeti altına girmiştir. Büyük İskender’in Doğu seferi sırasında bölgenin hâkimiyeti Makedonialıların eline geçmiş ancak bölgenin yönetiminde satraplık sistemi devam ettirilmiştir. MÖ 255-MS 17 yılları arasında bölgenin siyasi gücü Kappadokia Krallığı olurken bu tarihten sonra Roma eyaleti şeklinde varlığını sürdürmüştür. Roma Dönemi içerisinde idari sınırları zaman zaman değişikliğe uğramış, MS 395 tarihinde Roma’nın doğu-batı olarak ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma sınırları içinde varlığını idame ettirmiştir. Eskiçağ’da Kappadokia Bölgesi’nin Sınırları, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARSLAN - Esra BULUT |
Büyük İskender, Perslere karşı yaptığı sefer sırasında Ankyra'dan Kappadokia'ya doğru ilerlemiş; bölgenin, Halys'ün (Kızılırmak) güneyinde kalan kısmını ele geçirdikten sonra Sabiktas adlı bir Persi Kappadokia satrabı olarak atamıştı. Fakat karargâhı Gaziura' da (bugün Turhal) bulunan ve bölgenin "Pontos Kappadokia'sı" (Kappadokia Pontika) olarak bilinen kuzey kısmında egemen olan I. Ariarathes, Büyük İskender'in Perslere karşı yaptığı sefer sırasında meydana gelen karışıklıktan yararlanarak, 45.000 kişilik ordusuyla MÖ yak. 332'de kendisini bağımsız Kappadokia satrabı ilan etmiştir. Büyük İskender'in atamasına karşı çıkan, onu tanımaz bir tavır içinde olan Ariarathes ve ailesi, İskender'in ölümünden sonra Makedonya ordusunun başına geçmiş olan Perdikkas tarafından öldürüldüler (MÖ 322). Oğullarından biri ise Armenia'ya kaçmayı başardı. Ariarathes öldürüldüğünde 82 yaşındaydı. Ariarathes'in ölümünden sonra Kappadokia, yirmi yıl boyunca Makedonyalı satraplarca yönetildi.
Babylon'da yapılan kongrede Perdikkas, Kappadokia'nın yönetimini Kardialı Eumenes'in idaresine verdi. Fakat Perdikkas'ın ölümünden sonra Triparadisos'ta yapılan kongrede (MÖ 321) bu idare yetkisi elinden alınarak Makedonyalı Nikanor'a verildi. Birkaç yıl sonra ise Antigonos'a geçti. Çok geçmeden Antigonos, Ipsos Savaşı'nda (MÜ 301) yenilince Küçük Asya'daki toprakları Lysimakhos'un eline geçti; fakat Korou Pedion'da yapılan savaşta (M.Ö. 281) 80 yaşındaki Lysimakhos'un 77 yaşındaki Seleukos Nikator'a yenilmesi üzerine Kappadokia'daki Makedonya egemenliği son buldu;
Seleukos'un egemenliği başladı. İskender'in komutanlarının (Diadokhlar) birbirine düştüğü Ipsos Savaşı sonrası karışıklık, I. Ariarathes'in o sırada Armenia'da bulunan oğlu II. Ariarathes'in işine yaradı. Armenia Kralı Ardoates'in yardımıyla Kappadokia'ya dönerek iktidar mücadelesine ortak olduğunu gösterdi. Antigonos'un vekili olan Amyntas, II. Ariarathes'e karşı geldiyse de başarılı olamadı ve Kızılırmak Vadisi'nde yapılan savaşta yenilerek öldürüldü. Yukarıda sözünü ettiğimiz Ipsos Savaşı'nda (MÖ 301) Antigonos yenilmiş, Seleukos'un ordusu da Kappadokia'nın güneyinde ortadan kaldırılmıştır. Kappadokia'ya hâkim olan II. Ariarathes, yine de Seleukos krallarına bağlıydı. D. Ariarathes'in üç oğlundan en büyüğü Ariaramnes idi. Bazı bilim adamları onu bağımsız Kappadokia Krallığı'nın gerçek kurucusu saymaktadır. Syria Kralı II. Antiokhos Theos da bu bağımsızlığı tanıdı ve kızı Stratonike'yi Ariaramnes'in oğlu III. Ariarathes ile evlendirdi. Ariaramnes'in büyük oğlu III. Ariarathes Syria Kralı II. Antiokhos'un kızı ve aynı zamanda II. Seleukos'un kız kardeşi olan Stratonike ile evlenmişti. III. Ariarathes, bir süre babası Ariaramnes ile ortak hüküm sürdü.
Bazı bilim adamları, III. Ariarathes'i gerçek Kappadokia kralı olarak kabul ederler. Çünkü kendisinden önce tahtta olanların sikkelerinde "kral" unvanı yer almıyordu. Oysa, III. Ariarathes'in sikkelerinde (= basileos) yani "kral" (basileus) sözcüğü vardır. III. Ariarathes'in kral unvanını aldığı yaklaşık M.Ö 255 yılı, bu nedenle Kappadokia krallığı erasının başlangıç tarihidir. Kral, Ariaratheia (Pınarbaşı, eski Aziziye) adı ile bir kent kurmuş ve Kappadokia Krallığı'nın başkenti yapmıştır. Bu kral zamanında Kappadokia'nın Kilikia sınırında yer alan Kataonia bölgesi, krallığın topraklarına katılmıştır.
III. Ariarathes'ten sonra Kappadokia tahtına Eusebes (= dindar) lâkaplı oğlu IV. Ariarathes (MÖ 220-163) geçmiştir. Oldukça genç bir yaşta iktidara gelen IV. Ariarathes, Syria Kralı III. Antiokhos'un kızı Antiokhis ile evlendi (MÜ 192). Bu da bize onun ilk başlarda III. Antiokhos'un bir müttefiki olduğunu gösterir.
Fakat daha sonra, MÖ 190 yılında yapılan Magnesia Savaşı'ndan sonra Romalıların ve Pergamon Kralı II. Eumenes'in yanında yer almıştır. Çünkü bu savaşta III. Antiokhos Roma'ya yenilmiş ve ağır şartlara imza atmak zorunda kalmıştı. Savaştan önce Antiokhos'un tarafını tutan IV. Ariarathes, Romalılara ağır bir para cezası ödemeye zorlandı. Consul Cn. Manlius Vulso, kendisinden 600 talanton (= 3.600.000 drahmi) ödemesini istemiş, fakat bu miktar Roma'nın müttefiki olan Pergamon Kralı (aynı zamanda IV. Ariarathes'in damadı) II. Eumenes'in ricası üzerine yarıya indirilmişti.
IV. Ariarathes'in ilk karısından olan kızı Stratonike de önce II. Eumenes ile evlendi (MÖ 188). Daha sonra ise II. Eumenes'in kardeşi II. Attalos ile bir evlilik yaptı (M.Ö 159). Bu evlilikler, IV. Ariarathes'in Pergamon ile olan ilişkisinin boyutunu göstermeye yeterlidir. Romalıların Pontos Kralı I. Pharnakes ve Galatlara karşı savaşında, Roma'nın sadık bir müttefiki olarak davrandı. IV. Ariarathes'in ikinci karısı olan Antiokhis, kocasını Ariarathes ve Orophernes'i evlatlık alması için ikna etti. Fakat daha sonra Mithradates adında bir oğlan ile iki de kız çocuk dünyaya getirince, önceki evlatlıklardan biri Roma'ya, diğeri Ionia'ya gönderildi.
IV. Ariarathes'in ölümü üzerine tahta Mithradates geçti; fakat bu kral adını V. Ariarathes olarak değiştirdi. V. Ariarathes hem Eusebes (= dindar) hem de Philopator (= babasını seven) lâkaplarını kullanmıştır. Makedonya Kralı Perseus'un dul karısı ve Syria Kralı Demetrios Soter'in kızı olan Laodike ile evlilik önerilerini geri çevirdi. Demetrios, IV. Ariarathes'in evlatlığı (aynı zamanda V. Ariarathes'in üvey kardeşi) Orophernes'in tahtta hak iddiasını destekleyerek onun Kappadokia'nın başına geçmesini sağlamış (M.Ö 161), Ariarathes'i de Roma'ya kaçmaya zorlamıştı. Roma Senatosu, Kappadokia'nın iki kardeş arasında bölüşülmesini önermişse de, çok geçmeden, V. Ariarathes, kuzeni Pergamon Kralı II. Attalos'un yardımıyla tahtını yeniden ele geçirmiş ve Kappadokia'yı refaha ulaştırmıştır. V. Ariarathes, Yunan kültürüyle yetişmiş, iyi eğitimli bir kişiydi. Aynı zamanda filozof Karneades'in öğrencisi olan Ariarathes, Atina vatandaşlığına da geçmiş, Hellenizmin ve Hellenistik kurumların kendi ülkesinde kök salması için çalışmıştır. Onun zamanında Kharondas kanunlarının Mazaka'da uygulanması için bir anayasa heyeti de oluşturulmuştu. Bu kanunlar, Kappadokialı çocukların eğitimi, öksüzlerin bakımı ve ailenin korunması ile ilgilidir. Fakat tüm çabalarına rağmen Kappadokia Hellenize olamamış, yerel âdetler ve köy ekonomisi varolmaya devam etmiştir. Yunan dili, yerel dil ve lehçeler karşısında zayıf kalmıştır.
Philostratos (MS 3. yüzyıl) Kappadokialıların Yunancayı kötü konuştuklarından söz etmektedir. Strabon (XII.2.8) V. Ariarathes'in, Mazaka'ya (Kayseri) 40 stadia mesafede bulunan Melas'ın (= Karasu) dar bir geçitle Halys'e (Kızılırmak) bağlandığı yerde bir baraj inşa ettirdiğinden söz eder. Fakat bir süre sonra barajın çökmesi sonucu Kappadokia ve Galatia toprakları sular altında kalmış, zarar gören halk, Roma'nın arabulucuğu ile kraldan 300 talent tutarında tazminat almıştır.
V. Ariarathes, birkaç şehir de kurmuştur. Eusebeia adlı iki şehir, Nys(s)a (Harmandalı) ve Anisa (Karahöyük/Kültepe). Gerçekte iki Eusebeia'dan biri Mazaka idi. Adı, "Argaios (Erciyes) Dağı yanındaki Eusebeia" olarak değiştirilmiştir. Diğer Eusebeia ise, gerçekte Tyana (Kemerhisar) idi. Bu kentin adı da "Toros Dağı yanındaki Eusebeia" olarak değiştirilmiştir. Mazaka'nın kuzeydoğusundaki Anisa'nın adı M.Ö. 2. yüzyıl sonlarına tarihlenen bir yazıtta geçmektedir. Anisalılar kendilerini bir politeuma olarak adlandırmaktadırlar. Bu, onun kendi kendini yöneten bir toplum olduğuna, fakat tam bir şehir olmaktan uzak olduğuna işaret etmektedir. Fakat yine de gelişmiş bir anayasaları mevcuttu. En büyük idari görevli demiurgos idi. Roma ile iyi ilişkiler içinde olan V. Ariarathes, M:Ö. 160 yılı başında Roma'ya altın bir taç göndermiştir. Buna karşılık Roma Senatosu da kendisine kılıç ve fildişi koltuk hediye etmiştir. Pergamon Krallığı'nın Roma'ya vasiyeti sonrasında yaşanan Aristonikos İsyanı'nın bastırılmasında Roma'nın yanında yer alan V. Ariarathes, bu mücadele sırasında ölmüştür (M.Ö. 130).
Ölümünden sonra, sadakatinin mükâfatı olarak Lykaonia ile Pergamon egemenliğinde olan Kilikia'nın bir kısmı Kappadokia Krallığı'na verilmiştir. Fakat bu bölgelerin Kappadokia'ya dahil edilmeleri ile ilgili kesin bilgilere sahip değiliz. Yukarıda belirttiğimiz gibi V. Ariarathes'in iktidarının ilk yıllarında, Orophernes (MÖ 161-159) birkaç yıl için Kappadokia tahtına geçmişti. Orophernes, bu kısa iktidarı sırasında Kappadokialıların gelenek ve göreneklerini küçümseyerek, Ionia'nın âdetlerini benimsetmeye çalıştı. Ayrıca Diodoros'tan öğrendiğimize göre egemenliği altında bulunanlara çok kötü davranıyordu; onlardan olabildiğince çok para almaya çalışıyordu. Orophernes, Priene şehrinde saklanmak üzere 400 talentlik bir tür ihtiyat akçesi fonu oluşturmuştu. Bu fonu, muhtemelen ileride zorda kaldığında kullanacaktı. Tahtı ele geçirip Orophernes'i Syria'ya süren V. Ariarathes, Priene'den toplanan parayı istemiş, fakat Prieneliler vermemişlerdir. Bunun üzerine Ariarathes, Prienelilerin topraklarını istila etmiştir. Yine de paranın Orophernes'e gitmesine engel olamamıştır.
Ariarathes'in ölümünden sonra kralın dul karısı Nysa, oğulları adına, krallığı sürdürmeye çalıştı. Çocuklarından beşini, ileride iktidar sorunlarıyla karşılaşmamak için öldürdü. Fakat altıncısı gazabından kurtuldu ve VI. Ariarathes Epiphanes adıyla 15 yıl Kappadokia tahtında kaldı (M:Ö. 130-116). VI. Ariarathes'in ilk başlarda annesi Nysa ile kısa bir ortak hükümdarlık dönemi olduğu kabul edilmektedir. VI. Ariarathes, V. Ariarathes'in en küçük oğluydu. Annesinin ölümünden sonra tek başına kral oldu. Pontos Kralı V. Mithradates'in kızı (ve VI. Mithradates'in de kız kardeşi) Laodike ile evlendi. Laodike, iki oğlan ve bir kız çocuğu (Nysa) dünyaya getirdi. Nysa, daha sonra Bithynia tahtına geçecek olan Nikomedes (IV.) ile evlendi. Mithradates, Ariarathes'in öldürülmesinin, kız kardeşini iktidara getireceğini düşünüyordu. Böylece Pontos'un Kappadokia'daki nüfuzu artmış olacaktı. Bu düşüncelerle cinayeti planladı ve VI. Ariarathes, bir Kappadokia soylusu olan Gordios tarafından öldürüldü (M.Ö. yaklaşık 112). Gordios daha sonra Pontos'a kaçtı.
VI. Ariarathes'in öldürülmesinden sonra tahta büyük oğlu VII. Ariarathes Philometor geçti (MÖ 116 -101). Fakat, yeni kral daha çocuk yaşta olduğu için, idareyi annesi Laodike ele almıştı. Bithynia Kralı III. Nikomedes Bithynia'yı işgal edince, Pontos Kralı VI. Mithradates Eupator kız kardeşi Laodike'ye yardım için Kappadokia'ya girmiş; fakat onun Nikomedes'le evlendiğini öğrenince her ikisini de Kappadokia'dan sürüp, yerine tekrar yeğeni VII. Ariarathes'i geçirmiştir.
Mithradates'in kızkardeşi üzerinde bir söz sahibi olamadığı, onun III. Nikomedes ile evlenip Kappadokia'yı yönetmek istemesiyle açığa çıkmıştır. Böylece, Kappadokia, Mithradates'in istediği gibi Pontos'un değil, Nikomedes'in istediği gibi Bithynia' nın nüfuzu altına girmiştir. Fakat bu durum uzun sürmemiş, Mithradates her ikisini de Kappadokia' dan sürmüştür. Her ne kadar Kappadokia tahtında VII. Ariarathes bulunuyorsa da, kendisinin tahta geçmesini sağlayan VI. Mithradates, doğal olarak kralın iç işlerine karışıyordu. Hatta, kralın babasının katili olan Gordios'u yanına alması için ısrar edince, Ariarathes buna karşı çıkmıştır. Bunun üzerine Mithradates, Ariarathes'i öldürtmüş; Kappadokia tahtına kendi oğlunu (Ariarathes sülalesinden olmamasına rağmen) IX. Ariarathes adıyla geçirmiştir; fakat oğlu henüz sekiz yaşında olduğundan yanma Gordios'u vermiştir. Mithradates'in Kappadokia'yı 80.000 piyade, 10.000 süvari ve 600 îskit savaş arabasıyla istila ettiği söylenmektedir.
Bunun üzerine Kappadokialılar ayaklanarak VII. Ariarathes'in kardeşi VIII. Ariarathes'i tahta geçirmişlerdir (MÖ 100 ?). Fakat Mithradates'e yenilerek o da öldürülmüştür. Ariarathes sülalesinin son ferdi olan VIII. Ariarathes'in tahtta ne kadar kaldığı veya krallık yapıp yapamadığı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Sikke bastırdığına dair elimizde hiçbir kanıt yoktur.
Büyük Mithradates olarak da bilinen VI. Mithradates Eupator'un oğlu IX. Ariarathes (MÖ 101-87), her ne kadar Ariarathes adını taşısa da Ariarathes sülalesinin değil, Pontos kral sülalesinin bir ferdidir. 0 sıralar sekiz yaşında olan IX. Ariarathes'in yanına VI. Ariarathes'in katili olan Gordios verildi. Kral, IX. Ariarathes olmasına rağmen, gerçek hükümdar Gordios'tu. Eusebes ve Fhilopator unvanlarını almış olan IX. Ariarathes, babası VI. Mithradates'in desteği ile tahtı 15 yıla yakın bir süre elinde tutabildi. Bir hastalık sonucu Thessalia'da Tisaion'da öldü.
Kappadokia Krallığı'nın bu dönemi oldukça karışık bir iktidar mücadelesine sahne olmuştur. VIII. Ariarathes'in ölümünden sonra Kappadokia tahtı için iki aday vardı: Biri, Mithradates'in adayı IX. Ariarathes, öteki Bithynia Kralı III. Nikomedes'in adayı olan VI. Ariarathes'in üçüncü oğlu. Mithradates, zora başvurarak kendi oğlunu tahta geçirince Kappadokia halkında huzursuzluk başgöstermiştir. Bunun üzerine Roma Senatosu duruma müdahale ederek her iki adayın krallığına karşı çıkmış ve Kappadokia'nın halkın idaresine bırakılması gerektiğini söylemiştir. Fakat Kappadokialılar bir kral seçilmesinde ısrar edince, Mithradates'in adayı Gordios ile Ariobarzanes adlı bir soylu ön plana çıkartılmıştır. Roma' nın dayatmasıyla I. Ariobarzanes (MÖ 96) Kappadokia tahtına geçmiştir.
Yukarıda anlattığımız bütün bu olaylar Kappadokia'daki Ariarathes sülalesinin sonunun, Pontos Kralı VI. Mithradates Eupator'un ihtirasının bir sonucu olduğunu göstermektedir.
Ariobarzanes (MÖ 96-63), Roma desteği ile tahta geçtiğinden ve bir Roma dostu olduğundan Philoromaios (= Roma'yı seven) unvanını taşıyordu. Fakat Roma'nın adayının Kappadokia tahtına geçmesi, Mithradates'i üzmüş, bundan böyle hep Romalıların karşısında olmuştur. I. Ariobarzanes, tahtı elinde tutabilmek için sıkıntılı yıllar yaşamıştır. Ömrü, tahta çıkıp-inmekle geçmiştir. Nitekim, MÖ 93'te Armenia Kralı Tigranes, Gordios'un da desteğiyle, Ariobarzanes'i tahtından uzaklaştırmış, IX. Ariarathes'i tahta geçirmiş, fakat bir yıl sonra Roma consul'ü Sulla tarafından Ariobarzanes yeniden tahta çıkarılmıştır. Çok geçmeden tahttan yine uzaklaştırılmışsa da MÖ 91'de consul Aquillius'un desteğiyle yeniden tahtına kavuşmuştur.
MÖ 90-89'da Mithradates, Ariobarzanes'in Kappadokia'yı terketmesini sağlamış, fakat Sulla'nın subayı Curio'nun yardımı ile MÖ 84'te tekrar tahta geçmiştir. İki yıl sonra baskı sonucu tekrar ülkeyi terkeden Ariobarzanes, Murena'nın yardımı ile tahtına kavuşmuştur.
Bir ara (MÖ 77) Tigranes, Kappadokia'ya girerek, Mazaka'yı ele geçirmiş ve halkını yeni kurduğu Tigranokerta (Silvan yakınlarında. Ortaçağ'da aynı yerde Arzan kenti kurulmuştur) kentine yerleştirmiştir. MÖ 74'te Mithradates Ariobarzanes'i tekrar tahttan uzaklaştırmış, Lucullus'u tahta geçirmiştir. MÖ 69'da Lucullus'un Fırat'ın karşı kıyısındaki Tigranes'e karşı yaptığı sefere destek vermiştir. Bu arada Tigranes'in Mazaka'ya yerleştirdiği Mazakalılar tekrar memleketlerine dönmüşlerdir. Son kez MÖ 67 yılı sonlarında Mithradates ve Tigranes tarafından ülkesinden kovulan Kral Ariobarzanes, bir yıl sonra Pompeius tarafından tahtına iade edilmiştir. Pompeius, önce Tigranes'in oğluna verdiği Sophene ve belki Gordyene yörelerini de krala vermiştir. Böylece Kappadokia' nın doğu sınırı güvence altına alınmış oluyordu. Hatta, Lykaonia'daki Kybistra'nın (Ereğli) Ariobarzanes'e verilmesiyle güneybatıdaki Kilikia Kapıları da kontrol altına alınmıştı. MÖ 63'te Ariobarzanes tahtından feragat etti ve Kappadokia Krallığı, Pompeius'un huzurunda yapılan bir devir-teslim töreniyle oğluna geçti. Görüldüğü gibi, Kappadokia, Pontos ile Roma'nın kendi adaylarını iktidar sahibi yapmak için mücadele ettikleri bir ülke olmuştu. Bu iki güçten birinin desteğini alan kukla kral Kappadokia tahtına geçiyordu. I. Ariobarzanes Philoromaios'un, iktidarının 32. yılına kadar tarihler taşıyan drahmileri basılmıştır. Aradaki bazı tarih boşlukları, iktidar kesintilerinin olduğu yıllara işaret etmektedir.
Valerius Maximus (V. 7.2) krallık tacının devir-teslim töreninde, tacını oğluna veren I. Ariobarzanes'in çok keyifli olduğunu; babasının tacını haketmeden aldığını düşünen II. Ariobarzanes'in ise çok üzgün olduğunu yazar. I. Ariobarzanes ile Athenais'in oğlu olan II. Ariobarzanes Philopator'un iktidarı (MÜ 63-52) oldukça sıkıntılı geçmiştir. MÖ 51'de, Cicero'nun Kilikia valisi olmasından kısa bir süre önce öldürülmüştür.
II. Ariobarzanes'in ölümünden sonra yerine oğlu III. Ariobarzanes (MÖ 52-42) geçmiştir. Taht entrikalarını, o sıralar Kilikia proconsul'ü olan Cicero'nun desteği ile atlatabilmiştir. Pompeius'a ve bazı Romalı soylulara olan borcunu ödemesinde de Cicero yardımcı olmuştur. Roma'daki Caesar ile Pompeius ve yandaşları arasındaki iç savaş sırasında Pompeius'u desteklemiştir. Fakat onun yenilgisinden sonra, Caesar yine de kendisini affetmiş ve hatta Küçük Armenia'yı da Kappadokia'ya bağlamıştır. Pontos Kralı II. Pharnakes'e karşı Caesar'ın desteğini sağlayan Ariobarzanes, MÖ 42'de Caesar'ın katillerinden biri olan Cassius'un emriyle öldürülmüştür. Cicero, MÖ 51 yılı Aralık ayında Atticus'a yazdığı mektupta (Epist. ad Atticum VI. 1.3), Ariobarzanes'i yeteneksiz ve aciz bir kral olarak tanımlamaktadır.
III. Ariobarzanes'in MÖ 42'de öldürülmesinden sonra yerine, Marcus Antonius'un desteği ile, kardeşi X. Ariarathes (MÖ 42-36) geçmiştir. Fakat kralın öldürülmesi emrini veren de yine Antonius idi.
Antonius, tahta, Komana'daki rahip ailelerinden birine mensup olan Sisines'i geçirmiştir. Kral, Arkhelaos (MÖ 36-MS 17) adını almıştır. Ariobarzanes sülalesinden olmayan Arkhelaos, Antonius sayesinde Kappadokia tahtına geçtiğinden, Roma'daki iç savaş sırasında onun yanında yer almıştır. Augustus'un Antonius'u yenilgiye uğratmasından sonra, tahtını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış, ama Augustus kendisine dokunmamıştır. M.Ö. 20'de Augustus, Arkhelaos'a, Küçük Armenia ile Dağlık Kilikia'yı da vermiştir. Strabon, Arkhelaos'un çoğu zamanını Dağlık Kilikia'daki Elaiussa Adası'nda (AyaşErdemli) geçirdiğini söylemektedir. Kral, orada kurduğu Elaiussa kentinin kurucusu olduğundan sikkelerinde Ktistes (=kurucu) unvanını kullanmıştır. Augustus'a bir şükran ifadesi olarak kentin adını, Augustus'un Yunanca biçimi olan ve "kutsal" anlamını taşıyan Sebaste'ye çevirmiştir. Arkhelaos, kendi adını taşıyan bir kent de (Arkhelais=Aksaray) kurmuştur (bu kent, Kappadokia'nın eyalet olmasından sonra Claudius tarafından Roma kolonisi yapılmıştır). Fakat, Augustus'tan sonra Roma imparatoru olan Tiberius, tutum ve davranışlarını beğenmediği Arkhelaos'u Roma'ya çağırarak, krallığının elinden alınacağı uyarısında bulunmuş; nitekim bir süre sonra kralın ölümü üzerine Kappadokia Krallığı resmen Roma Eyaleti (Provincia Cappadocia) yapılmıştır (MS 17). Kappadokia Krallığı'nın son kralı olan ve Philopatris ile Ktistes unvanlarını kullanan Arkhelaos'un 50 yılı aşkın krallığının 20., 22., 40., 41., 42. ve 49. iktidar tarihlerinde basılmış drahmileri mevcuttur.
Arkhelaos'un ölümünden sonra kızı Glaphyra ve II. Arkhelaos'u tarih sahnesinde görüyoruz. D. Arkhelaos hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz. Strabon (XII. I. 2), Kappadokia'nm Roma eyaleti olmasından önceki durumunu ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Krallık, her biri belirli bir yöreyi kapsayan 10 strategia'ya (bir tür yerel yönetim- valilik) ayrılmıştı. Bunların sayısı Pompeius döneminde 11 olmuştur. Adları; Garsauritis, Tyanitis, Kilikia, Kataonia, Melitene, Morimene, Khamanene, Saravene, Laviansene, Sargarausene ve on birincisi Lykaonia'nın bir kısmını kapsıyordu. Her bir strategia'nın başında strategos adlı yönetici bulunuyordu. Strabon, Kappadokia'da iki önemli kent olduğunu söylemektedir. Biri Tyanitis yöresindeki Tyana, öteki Kilikia yöresindeki Mazaka. Ksenophon, geçmişi Hitit dönemine değin giden Tyana'dan büyük ve zengin bir kent olarak söz eder. Kilikia Kapılan olarak anılan geçide uzanan ana yol üzerinde bulunması da onun stratejik önemini gösterir. Kentin yakınındaki bir kaynakta Zeus Asbamaios Tapınağı vardı. V. Ariarathes Eusebes Philopator onuruna "Thuros yanındaki Eusebeia" olarak da anılmıştır.
Eskiçağ Anadolu tarihi, Oğuz Tekin, İletişim Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder