Bozkır halklarıyla ilgili bilgilerimizin çoğunun kaynağı olan, 10. yüzyıl İslam coğrafyacısı el-lstahri, şunları yazar: "Türk boylarından biri anayurdundan koparak Hazarlar ile Rum arasındaki bölgeye ilerlemişti. Bunlara Bacanak denirdi. Orası, onların öteden beri konakladıkları bir yer değildi. Orayı, vardıklarında ele geçirdiler. " Sözü edilen halk Peçeneklerdi ve bunların göçü, lç Asya bozkırlarındaki başka göçlerin bir sonucuydu. Kendileri de başkalarının batıdaki bozkırlara doğru yer değiştirmelerine neden olmuşlardı. Bu yer değiştirmelerin belirlenebilmesi oldukça güçtür, çünkü bu olaylar kaynaklarımıza bölük pörçük girmiştir. Dolayısıyla, aşağıda özetlenenler bu önemli olayın en genel çizgilerinin eksik bir taslağı olmaktan öteye geçmez.
Soğd sınırları ve özellikle Aral Denizi ile Sir Derya bozkırlarına doğru gelişen kesimi yurt tuttuklarını düşündürmektedir.
8. yüzyılda Oğuz boylarının Sır Derya bölgesindeki hareketleri yüzünden, Peçenekler kendilerini, aynı bölgede yer değiştirmekte olan Orta ve lç Asya göçebelerinin daha da büyük olan mücadelelerinin içinde bulmuşlardır. Oğuzların lt-Peçenelerle yaptıkları savaşları anlatan destanlarda anıları korunan Oğuz baskısı Peçenekleri, 8. yüzyılın sonu ya da 9. yüzyılın başlarında, İdil ile Ural arasındaki bölgeye itmiştir.
Burada da huzur bulamadılar. İslam kaynaklarına bakılırsa, onlar bölgedeki bütün komşularıyla savaşıyorlardı. Özellikle Hazarlar ile Oğuzlar onlara karşı birleşmişlerdi ve sürekli baskı uyguluyorlardı. Bütün bunların sonucunda, Peçenekler, 889 dolaylarında yeniden göçe zorlanmışlardır. Bu göç sırasında da, Macar kabile birliğini Levedia'dan Pontus bozkırlarının daha batısına, Etelköz'e sürmüşlerdir. Bulgar çarı Simeon'la işbirliğine giren Peçeneklerin Macarlara yaptıkları bir ikinci baskın, onları bu defa Pannoniya'ya kadar uzaklaştırmıştır. 11. yüzyıl ortalarına kadar ellerinde kalacak olan Don-Donets bölgesinin efendileri konumuna geçen Peçenekleri burada huzursuz eden ise, komşuları Hazarlardı.
Pontus bozkırlarında yaşadıkları sırada, Peçenek kabile birliği sekiz ayrı boy biriminden oluşuyordu ve bunların her biri bir eyaleti (thema) işgal ediyordu ve gene her biri bir "büyük prens" tarafından yönetiliyordu. Bu bölünmeler, boylar içindeki birimleri ya da klanları temsil etmiş olmalıdır. Bu sekiz boy birimi, Türklerin iyi bilinen ikili siyasal örgütlenme ilkelerine uygun olarak, Dinyeper Irmağı'nın her iki yakasına eşit olarak dağıtılmışlardı.
Bizanslılar, Polonyalılar ve Macarlar da, Peçeneklerden yardımcı kuvvet olarak yararlanmışlardır. Peçenek prensi Küre, 972'de, Bizans'ın müttefiki sıfatıyla Kievli Svyatoslav'ı öldürmüştür. Ardından, eski bir göçebe geleneği uyarınca, hasmının kafatasından bir içki kadehi yaptırmıştı. 980'de, Peçenekler ilk kez, Rus prensleri arasındaki çekişmelere karıştılar. Onlardan sonra Rus bozkırlarına peşpeşe gelecek olan öteki göçebe toplulukların hepsi de, bunun kar getiren ve sürekliliği olan bir iş olduğunu keşfedeceklerdir. Peçeneklerle sık sık savaşmış olan I. Vladimir zamanında (y. 980- 1015) göçebe akınlarını önlemek amacıyla Rus devletinin güney sınırlarına bir dizi tahkimat yapılmaya başlanmıştır.
…
1026 yılında, henüz gücünü yitirmemiş olan Bizans imparatorluğu, Peçeneklerin Tuna ötesine düzenledikleri bir baskını püskürtmüştü. Ama 1036'daki yenilgilerinden sonra başkaca çareleri kalmayan Peçenekler, imparatorluğun sınırında birikmişler ve sonra da onu aşmışlardır. 1048'de Bizans Bulgaryası'nı talan eden Peçenekler, daha sonra Balkanlar'a rahat vermemişlerdir. Bizanslıların, onların iç çekişmelerinden yararlanma çabası ise, geçici çözümlerden fazlasını getirmemiştir. Kievli Ruslarla olduğu gibi, burada da düşmanlık evrelerini barış ve işbirliği evreleri izliyordu. Peçenek toplulukları Bizanslıların hizmetine girmişler, ancak tümüyle güvenilmez ve kaypak olarak değerlendirilmişlerdir. Sözgelimi, 107l'de, Malazgirt'te, Selçuklu Türklerinin safına geçmeleri, İstanbul için yıkıcı olan sonuçlara yol açmıştır. Peçeneklerle Bizanslılar arasında gitgide artan düşmanlık, Bizanslıları o tarihlerde Pontus bozkırlarına egemen olan Kumanlarla işbirliğine götürdü. Nisan 1091'de, Bizanslılarla Kumanlardan oluşan bir ordu, Peçeneklere ağır bir yenilgi yaşatmıştı.
…
Peçenek kültürü hakkında sadece dağınık ayrıntılara sahibiz. Bunların tıpkı Bulgarlar ve Hazarlar gibi, yazı olarak bir çeşit Türk runik alfabesi kullandıklarını gösteren veriler vardır: Pontus Bozkırı'nda bulunan ve üzerinde bu yazıya rastlanan bazı eşyalar onlara atfedilmiştir. Ancak bu yakıştırma herkesçe benimsenmemiştir. Kullandıkları dilden artakalanlar ise Kıpçakların kullandığı Türki'ye ya da Ortak Türki'ye benzetilmiştir, ama bu konuda da çelişen görüşler vardır. El-Bekri'ye bakılırsa (ö. 1094), Peçenekler H. 400/ M. 1009-10 yılına kadar "Mecusi dininden" idiler. Bu bildirim Zerdüşt ya da Mani etkilerini akla getiriyorsa da, kastedilen belki de bir şaman inancıdır. Gene kaynaklarımıza göre, onlar bu tarihten sonra İslamiyet'i benimsemeye başlamışlardır.
Erken İç Asya Tarihi. Derleyen Denis Sinor, Güney Rusya Bozkırlarının Halkları, Peter. B.Golden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder