İskender’in ölümünden sonra, satraplık görevinde bulunan komutanları arasında iktidar mücadelesi başladı. Bu ölümüne bir mücadele oldu. Yaklaşık kırk yıl süren ve değişen ittifaklar arasında yapılan savaşlar sonucunda, Anadolu Seleukos’ların egemenlik alanına girdi.
Anadolu coğrafyasının öneminin tüm aktörler farkındaydı. Mısır’daki Ptolemaios’lar Anadolu ile hem Doğu Akdeniz’in kontrolü hem de Klikya ve Lykia’daki ormanların kerestelerine olan ihtiyaçlarından dolayı ilgileniyorlardı. Diğerleri Anadolu’nun merkezi konumundan ve zenginliklerinden yararlanmak için burayı kontrol etmek gayretindeydi. Diğer yandan bölgedeki rekabetin oluşturduğu iktidar boşluğundan yararlanan küçük krallıklar ortaya çıkmıştı. Bu krallıklardan Pontos, Kommagene, Armenia, Kapadokya, Bitinya coğrafyalarını genişletmek için kendi aralarında da çatışmaya girdiler.
Bir süre sonra doğuya doğru genişlemeye devam eden Roma Cumhuriyeti de oyuna dahil oldu. Roma’yı sahneye davet eden kendi aralarında çekişen krallıklar oldu.
Bölge hakimiyeti için, Ptolemeuslar, Seleukos’lar gibi büyüklerin yanı sıra küçük krallıklar ve Roma kıyasıya çatıştı. Roma Cumhuriyeti, sonunda Anadolu’ya hakim oldu. Ancak yönetimi oldukça pragmatikti. Bölgeyi yarı özerk bir şekilde yönetti. Kendinden önceki Helenistik yapıyı bozmadı. Resmi dil olarak Latince’nin yanında Yunanca devam etti. Roma egemenliğinin, kültürel kodlarını değiştirerek 1453 yılına kadar devam ettiğini düşünürsek (1071 den itibaren Anadolu’daki Türk varlığını da dikkate alarak ) yaklaşık 1400 yıl kadar sürdüğünü görürüz.
Aşağıdaki sayfalarda Helenistik ve Roma dönemi Anadolu’sunun genel görünümünü gösteren metinler ve tablolar yer almaktadır.
B.Berksan
- İskender Sonrası Diadokhlar [halefler] Dönemi
- Anadolu'da Seleukoslar ve Ptolemaioslar
- Galatlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder