Burası Ortadoğu
Kutsal toprakların coğrafyası
Burada bir zamanlar dünyanın en büyük şehirleri vardı.
O zamanlar "orta" burasıydı.
Uygarlık meşalesi burada da taşındı.
Şairler, sanatçılar,çevirmenler paylaşılamazdı. Kitaplar altın ile tartılırdı.
Antik dünyanın düşüncesi yeniden keşfediliyor, başka dillere çevriliyordu.
Sonra...
Kuzenlerin can düşmanı olduğu kadim yerler.
Cennetin ve cehennemin yeryüzünde yaşandığı topraklar.
Burada ölüm kutsanır.
Burada çocuklar büyümeye fırsat bulamaz, ya da birden büyür.
Burada yönetenler dünya nimetlerini sonuna kadar tüketirken, kullarını gelecek dünya için hazırlarlar.
Burada aile devletleri ve monarşik cumhuriyetler vardır.
Burada insanları sınırlar değil, zihin coğrafyaları birleştirir.
Demokrasi bir vaha gibidir. O da seraptır.
Burada bin yıllık kan davaları yaşanır.
Birilerinin şehidi, öbürlerinin kafiridir.
Birilerinin kahramanı, öbürleri için teröristir.
Zaman nehrinin bazı kolları donmuştur.
Onur çok önemlidir, verilen söz namustur, ama pusu kurmak da gelenektir.
Burada cömertlik ve misafirperverlik memlerle taşınır.
Buranın zihin topoğrafyası derin vadilerle bölünmüştür.
Burada yarın yoktur.
Burada yaşam erkekler için kurgulanmıştır, kadınların sesi ağıtlarda yükselir.
Burada iyiler ve kötüler diğer yerlerdekiler kadar iyi ve kötüdür.
Burada insanlar yaşar, aşık olurlar, şarkı söylerler, dans ederler.
Buralarda söz yazının önündedir, şiir nesirden önce gelir.
Burası, yanlış yaşamın, doğru yaşanmadığı topraklar.
Burada bazı yerlerde söz bitmiştir, susmak gerekir, ya da...
Ortadoğu, yalnızca modern çatışmaların sahnesi değil; kadim güçlerin, peygamberlerin, imparatorlukların ve mezheplerin iz bıraktığı bir tarihsel bellektir. Bu bölge, İslamiyet öncesi dönemde dahi Babil’den Mısır’a, Pers’ten Roma’ya kadar birçok uygarlığın gözünü diktiği bir geçitler coğrafyasıydı.
Neolitik çağda ilk yerleşimler, ilk yazı ve daha bir çok şeyin de mekanı bu topraklardı. Kadim nehir uygarlıklarından ikisi (Nil ve Mezopotamya) bölgede tarih sahnesine çıkmıştır.
Coğrafi olarak üç kıtanın kavşağında yer alan Ortadoğu,
ticaret yolları, su geçitleri ve verimli vadileriyle tarih boyunca stratejik
bir kaldıraç oldu. Bu jeopolitik önem, yalnızca ekonomik değil; kültürel ve
dini nüfuz açısından da belirleyiciydi. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi
semavi dinlerin doğduğu bu topraklar, aynı zamanda çoktanrılı inançların, yerel
kültlerin ve mezhepsel ayrışmaların da merkezi olmuştur.
Ortadoğu'nun diğer önemli özelliği, etnik çeşitliliğidir. Bölgenin yerleşik halklarına daha sonra yenileri katılmıştır. Antikçağ'da emperyal çıkarlar doğrultusunda bölgeye gelenleri, doğudan akan göçebe toplulular takip etmiştir. Bölgede göçler sonrası Araplar, Türkler, İranlılar ana grupları oluştururken, başta Kürtler, Ermeniler, Rumlar'ın yanısıra , Çerkes'lerin de aralarında olduğu daha bir çok etnik unsuru sayabiliriz. Bozkır göçebeleri, çöl göçebeleri, dağ göçebeleri bu coğrafyada birbirleriyle karşılaşmış ve karışmışlardır. Göçebelik-yerleşiklik etkileşimi ve gerilimi bölgenin tarihine yansımıştır.
Ortadoğu aşuresinin kazanını kaynatan ana enerji kaynağı nedir? Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren petrol diyebiliriz. (Bu benzetmeye yapılacak eleştiri, olan biteni anlamak için bu çokluğun aşure lezzetini taşımadığı olabilir.) Ortadoğuyu tanımlarken, başka bir benzetmeyle, jeolojik terimler ile ifade edilirse, bu defa birbirini kesen ve sürekli deprem üreten fay hatlarından söz edebiliriz. Belki de dünyda dumanı tüten aktif siyasi volkanların en çok yer aldığı yer bu bölgedir. Bölgenin kontrolu için büyük güçlerin rekabeti, birçok yerel sorunla iç içe girmiştir. 19.yüzyılda İngiltere’nin Hindistan yolunun güvenliğini sağlama çabası en belirleyici etkenlerden biridir. Etnik ve dini çeşitlilik oyun kurucular için bölgeyi bir satranç tahtası haline getirmiştir.
Balkan savaşları sonrası (1912-1913) Osmanlı devleti bir “Ortadoğu İmparatorluğu” konumundaydı. Modern Ortadoğu bu imparatorluğun çözülüşü ile orta çıktı. Aşağıdaki sayfalarda Osmanlı özel olarak yer almıyor. Türkiye başlığı altında ayrı bir kategorideki sayfalarda bu süreç de izlenebilir.
Mevcut "nizam"ın yıkılışı, yeniden yapılanmanın batı değerleri çerçevesinde, ki bunun altyapısı zaten vardı, gerçekleşti. Bu süreç modernite-muhafazakarlık karşıtlığı ile karakterize edilebilir. Bu karşıtlık, günümüzde de sıcak bir konu olmaya devam ediyor.
İkinci Dünya harbi sonrası, İsrail gerçeği Ortadoğu’da belirleyici bir etken olmuştur. ABD ve Batı ülkelerinin tercihi hep İsrail’in öncelikleri doğrultusunda biçimlenmiştir. Ancak öz çıkarlar söz konusu olduğunda bazı sapmalar da yaşanmıştır.
Kültürel Ortadoğu dendiği zaman, Pakistan'dan Fas'a, güneyde Sudan'a kadar geniş bir coğrafyadan söz ediliyor. Bu bölgenin seçilmesi, hemen görüleceği gibi İslamiyet ile ilgili. Küresel aktörler İslamiyet paydası üzerinden bölgeyi tasarlamanın tarihsel ve sosyolojik gerçeklere uygun olacağı düşüncesi ile hareket ediyorlar. Bölgenin dinamikleri çok daha farklı öğeler içeriyor.
Genel manzara, savaş ve çatışmalar ile karakterize edilse de, söz konusu "insanlar" olduğuna göre, çok canlı kültürel bir yaşamı da gözardı etmemeliyiz. Burada insanlar, sinema yapıyor, dans ediyor, şarkı ve türkü söylüyor. Edebiyatın her çeşidini üretiyorlar. Bir giriş olarak, bu alana da yer verdik.
Ortadoğu üzerine gün yüzü görmemiş düşünce, yorum, analiz yoktur diyebiliriz. Biz burada kişisel anlama çabamızı paylaşıyoruz. Ortak hafızanın ne kadar zayıf olduğunu biliyoruz. Dünün savaşları bir süre sonra unutulmaya yüz tutuyor. Olguların nasıl bir ağda gerçekleştiğini görebilmek ise günümüz bilgi çokluğu ve kirliliğinde olanaksız hale geliyor.
Yaptığımız seçimler ile olguların toplamı olan bir resim oluşturmaya çalışacağız. Nedenler, süreçler ve sonuçların görünmeyen gerçeğini keşfetmek, okuyucunun araştırma sabrına kalacaktır. Bu arkeolojik ve soykütüksel okuma, elde edilen bulguların nesnel gerçekliği yine de temsil etmeyeceği dikkate alınarak yapılmalıdır. Anlama çabası, anlamlandıranların yol göstericiliğiyle olanaklı hale geldiğine göre, "hakikat" ele geçirilemeyecek bir uzaklıkta kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Tüm Okuma Atlası derlemelerinde olduğu gibi, kullandığımız alıntılara katılıyoruz anlamı çıkarılmamalıdır. Farklı ve birbiriyle çelişen düşünceler bir araya getirilerek ( Doğal olarak okumalar ile sınırlı olarak) çoklu düşünümlere ortam sağlamayı umuyoruz.
Okuma Atlası genel olarak "yavaş düşünenleri" hedefliyor, sosyal medyada popüler olan komplo teorilerinden, tek yanlı ve yönlendirici arka plan akıllarından, klişelerden uzak durmaya gayret ediyor. Eleştiren, neden sonuç ilişkileri içinde çok yönlü bakan, bağımsız bireyler için içerik üretmeyi amaçlıyor.
Sayfalarda yer alan özet tabloların ve metinlerin bir bölümü, GPT5, Grok, Gemini ve Co Pilot YZ araçları ile yapılan sorulu yanıtlı konuşmalar ile oluşturulmuştur.
B.Berksan
Not: 1.Yayın, Mağrip ülkelerini kapsamamaktadır.
Not: 2. Bu kadar geniş bir konuda, derlenen bilgilerde çıkabilecek maddi hataları düzeltmeye hazırım.
|
Ortadoğu: Bir kavramın çıkmazları "[...] Ortadoğu, hem ünlü Amerikalı jeopolitik uzmanı Alfred T. Mahan'ın onu Akdeniz havzasının doğu sınırı olarak yorumlayışının hem de sömürgecilik döneminde İngiliz idaresinin karşılaştığı teknik bir sorunun ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Britanya Hindistan yönetimi önceki dönemdeki çatlaklar sayesinde tüm Hint okyanusu üzerinde yetkiye sahip olmuştu; yani Majesteleri'nin Acemistan'daki elçileri gibi Basra Körfezi'ndeki Britanya himayesi de idari açıdan Indian Office'e, Bombay'daki İngiliz hükümet bürosuna bağlıydı. Yani Osmanlı İmparatorluğu’nun bir bölümü Hindistan'dan yönetilmekteyken, İmparatorluk’un geri kalanı Londra'daki Foreign Office(Dışişleri Bakanlığı)'e bağlıydı ve bu durum bürokratik sürtüşmelere neden oluyordu. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde durum daha da karmaşıklaştı; çünkü Yakın Doğu'daki (Irak, Filistin, Mavera-i Ürdün) İngiliz mandası 1921 yılında o dönemdeki katipleri Winston Churchill tarafından Colonial Office(Sömürge Bakanlığı)'e bağlanmıştı. Foreign Office, Indian Office'i Colonial Office'ten ayıran
bölgeyi ele geçirmek için Middle Eastern Department'ı kurdu. 'Ortadoğu'
kavramı da işte bu şekilde doğdu. Öte yandan terimin antik Levanti ifade
eden ve İslam topraklarının sömürgeleştirilmemiş haldeki Akdeniz kıyılarının
neredeyse tümünü kapsayan Near East, yani 'Yakın Doğu'nun yerini alması,
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında gerçekleşir. [...] Hamit Bozarslan |
Kullanılan Kaynaklar
Modern Ortadoğu Tarihi, AÜAÖF, 2017
Modern Ortadoğu Tarihi, William L. Cleveland, Agora
Kitaplığı, 2008
Modern Ortadoğu, Toplumsal ve Kültürel Bir Tarih, Ilan
Pappe, İletişim Yayınları, 2019
A History of the Modern Middle East, William L. Cleveland, Martin
Bunton, Seventh edition published 2025 by Routledge
Ortadoğu Tarihi, Anne-Laure Dupont Catherine Mayeur-Jaouen,
Chantal Verdeil, Doğu Batı Yayınları, 2022
Modern Ortadoğu’nun Kuruluşu, T.G.Fraser, Andrew Mango,
Robert McNamara, Remzi Kitabevi, 2011
Ortadoğu’yu Anlamak (Modern
Ortadoğu) , İlan Pappé , NTV Yayınları, 2009
Ortadoğu Tarihi, Peter Mansfield, Nicolas Pelham ,Say
yayınları, 2012
Ortadoğu Tarihi, Karl E. Meyer - Shareen
Blair Brysac, Akılçelen Yayınları, 2008
Ortadoğu’nun Siyasal Sosyolojisi, Hamit Bozarslan, İletişim Yayınları, 2012
Ortadoğu Bir Şiddet Tarihi, Hamit Bozarslan, İletişim
yayınları, 2010
Rusların Gözüyle Ortadoğu, Yevgeni Primakov, Timaş Yayınları, 2010
Arap Halkları Tarihi, Albert Hourani, İletişim Yayınları, 1997
Araplar, Tim Machintosh Smith, Yapı Kredi Yayınları, 2019
Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi, V. B. Lutskiy, Yordam Kitap,
Arap Baharı - Postkolonyalizmin sonu Özgün Adı: The Arab Spring - The End of Postcolonialism, Hamid Debaşi, Sümer yayıncılık 2014
Yahudilerin Tarihi, Simon Schama, Alfa Yayıncılık, 2020
Gazze Tarihi, Jean Pierre Filiu, Bilge Kültür Sanat, 2016
Kısa İsrail - Filistin Tarihi /Michael Scott-Baumann, Say
yayınları, 2021
Modern Filistin Tarihi, İlan Pappe, Phoenix , 2007
https://www.un.org/unispal/history2/origins-and-evolution-of-the-palestine-problem/
Kısa Mısır Tarihi, Robert T.Lingor,
Say Yayınları, 2010
S. GÜNER, "Mısır ın Son Memlük Beyleri 1801
1806," CTAD: Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi ,
vol.11, no.22, pp.227-266, 2015
Osmanlı Arabistan’ında Kıyam ve Tenkil, Vehabbi-Suudiler, Selda Güner, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2012
Cennetten Mahşere, Ortadoğuda Birinci Dünya Savaşı, Roger
Ford, 2009, YKY
Barışa Son Veren Barış, David Fromkin, Epsilon Yayıncılık, 2008
A Military Atlas of First World War , Arthur Banks, 2001
Atlas Historique du Moyen Orient, Flammarion, 2020
The Routledge Atlas of The Arab – İsrael Conflict, 10th
Edition Martin Gilbert, 2012
The Routledge Historical Atlas of Jarusalem, Martin Gilbert,
2009
Atlas of Islamic History, Peter Sluglett- Andrew Currie,
2014
Strategic Atlas of The Mediterranean and Middle Est, FMES, 2022
Vikipedi







İlk bakışta, gerek tanıtım yazısının kavrayış derinliği, gerekse edebi biçimi ile ilgiye değer bir çalışma olmuş; Ortadoğu gibi karmaşık tarihsel-toplumsal yapının anlaşılmasına yapılan değerli katkının anlaşılması dileğiyle, tebrikler ve teşekkürler
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. İleri okumaları özendirirse çaba yerini bulmuş olacaktır.
Sil