Firavunların coğrafyası tarihin her döneminde önemli oldu. Bu coğrafya, nehir uygarlıklarının en eskilerinden birine ev sahipliği yaptı. Antik Mısır’ın zenginliği birçok yabancı gücü kendine çekti. Ancak gelenler, burada oluşmuş geleneklere kendi kültürlerini uyarladılar. İskender’in ardılları etnik olarak farklı kökenden gelmelerine rağmen, yeni firavunlar olarak iz bıraktılar.
Firavunlar güçlerini yerel yöneticiler ile paylaştılar. Bu denge sürekli değişti. Merkezi bürokrasi ve rahipler sınıfı da bu dengede önemli rol oynadı. Tanrılar yönetim aygıtının meşruiyetini sağlayan en önemli etkenlerin başında geliyordu. Hanedanların değişmesine paralel olarak tanrıların etkisi de değişkenlik gösterdi.
Mısır uzun yıllar yabancı hanedanlar tarafından yönetildi. Nil Nehri’nin suladığı bereketli topraklar tahıl ambarı olarak istilacıların hedefindeydi. Ayrıca değerli madenler de iştah kabartıyordu. Süveyş Kanalı’nın açılması, modern dönemde Mısır’ın önemini daha da arttırdı. Ticaret rotalarının yolu kısalmış ve Hindistan’a giden yol buradan geçer olmuştu.
Kültürel kırılma dönemleri olarak, Antik Mısır’ın Helenistik ve Roma dönemini takiben Hristiyanlaşması ve daha sonra, Müslüman Arap istilası sonucu bugünkü kimliğini elde ettiğini görmekteyiz. Türkçe konuşan değişik yönetici hanedanların da Mısır tarihinde önemli rolü olmuştur.
Antik dönemden sonra, Mısır’ın yerli yöneticiler tarafından yönetilmeye başlaması 1950’li yılların başından itibaren oldu. Bu tarihten sonra Mısır Ortadoğu Arap dünyasının lider ülkesi rolünü oynamaya başladı. İsrail’in bölgedeki varlığının güçlenmesi ve komşu olması, Mısır dış politikasının en önemli olgusu haline geldi.
Modern Mısır, bizdekine benzer doğu batı tartışmalarının da yoğun olarak yaşandığı bir tarihe sahiptir. Antropolojik kültürü ile batı esinli modernleşmeci akımların çatışmalı diyalektiği, günümüze kadar etkisini göstermiştir.
Aşağıdaki sayfalarda, paylaştığım metinler ile, antik dönemden 20.yüzyıla bölgedeki gelişmelerin özetini vermeye çalıştım.
B.Berksan
Mısır'ın jeolojik tarihi dört büyük fiziksel bölge ortaya
çıkarmıştır :
Nil Vadisi ve Nil Deltası
Batı Çölü (Nil'den batıya, Libya sınırına kadar)
Doğu Çölü (Nil Vadisi'nden Kızıldeniz kıyısına kadar uzanır
)
Sina Yarımadası
Mısır, dünyada en fazla su sıkıntısı çeken sekizinci ülke.
Mısır'ın toplam alanının yalnızca yaklaşık %5'ini
kaplamasına rağmen; Nil Vadisi ve Nil Deltası ülkenin tek ekilebilir bölgeleri
olarak en önemli bölgelerdir ve nüfusun yaklaşık %99'unu destekler. Nil vadisi,
Asvan'dan Kahire'nin dış mahallelerine kadar yaklaşık 800 km uzanır. Nil Vadisi
Yukarı Mısır olarak bilinirken, Nil Deltası bölgesi Aşağı Mısır olarak bilinir.
Bazı kısımlarda dik kayalık uçurumlar Nil kıyıları boyunca yükselirken, Nil
boyunca diğer alanlar düz olup tarımsal üretim için alan sunar. Geçmişte, yaz
aylarında Nil'in taşması, aksi takdirde çok kuru olan topraklarda tarımı mümkün
kılmak için silt ve su sağlamıştır. Asvan Barajı'nın inşasından bu yana, Nil
vadisindeki tarım sulamaya bağlıdır. Nil deltası düz, alçak alanlardan oluşur.
Deltanın bazı kısımları bataklık ve su basmış olduğundan tarıma uygun değildir.
Deltanın diğer alanları tarım için kullanılmaktadır.
Rosalie, David (1997). "Coğrafya ve Tarihsel Arka Plan". Antik Mısır'ın Piramit Yapıcıları: Firavun'un İş Gücünün Modern Bir Araştırması . Routledge. s. 14.
Nil'in özellikle merkez ve ekvatoral Afrika'sındaki uzak yerleşimlerinde sayısız kolları olmasına rağmen, işin çoğunu yapan nehrin üç koludur. Birincisi, Etiyopya'nın dağlık bölgelerinden aşağı inen Atbara, nehrin toplam yıllık hacminin yedide birini taşır. Sel mevsiminde şiddetli bir taşkın Etiyopya'nın dağlık arazisindeki muson yağmurları ve eriyen karlar kanalını doldurduğunda, sel olmayan mevsimde kuru bir yatak haline gelir.
Etiyopya'nın dağlık bölgelerinde de Yükselen Mavi Nil, yirminci yüzyıla kadar Mısır'ın tarımsal refahının kritik kaynağıydı. Taşkın mevsimi boyunca Etiyopya yaylalarından çok miktarda alüvyon yüklü su taşırdı ve bu zengin toprağı Nil Vadisi havzasında biriktirirdi. Çoğu sel mevsiminde olmak üzere, nehrin toplam kapasitesinin yedide dördünü taşır.
Sonunda Victoria Gölü'nden aşağı çöken ve sudd olarak bilinen Güney Sudan'ın bataklık arazilerinden geçerek kuzeye doğru kıvrılarak ilerleyen ve Hartum' da Mavi Nil ile birleşen Beyaz Nil gelir. Nil sularının kalan yedide ikisini taşır. Mısır'ın yıllık taşkınında o da kritik öneme sahiptir, çünkü yıl boyunca sabit bir su kaynağı sağlar. Böylece, ana Nil Nehri'ni yumuşatır ve sel sularının dünyanın diğer büyük nehirlerin de sıklıkla olduğu gibi şiddetli ve öngörülemez olmasını engeller. Nil, Sudan'ın başkenti Hartum'dan Akdeniz'e kadar, yalnızca tek bir kol olan Atbara'nın yardımıyla ve önemli yağış olmaksızın 1.600 mil daha akar. Yine de Asvan'dan Akdeniz'e kadar uzanan "uzatılmış bir vaha" yaratmak için yeterli su ve zengin toprak bırakır. Mısırlılar öncü antik kültürlerini bu uzun vahada yaratmışlardır.
..
Değişim, Mısır'ın uzun tarihinin de önemli bir özelliği olmuştur. Tarihsel dönem aralıkları somut biçimde hissedilmektedir. Yaklaşık üç bin yıl süren eski Mısır kültürü, nihayetinde Yunan ve Roma fetihlerine yol açmıştır. Mısırlıların kadim dili kullanım dışı kalmış ve antik çağların büyük anıtlarının çoğu ya kumlar altında kalmış ya da malzemeleri başka yerlerde kullanılabilecek şekilde yıkılmıştır. Daha sonra Yunanların ve Romalıların çoktanrılı kültürü yerini Hristiyanlığa, ardından yeni bir dünya dini ve yeni bir dil başlatan İslam' a bıraktı. İslam müstakil bir varlık değildi çünkü bir grup Müslüman fatih diğerini sırayla tahtından etti. Parlak bir Şii hanedanı olan Fatimiler, yerini Eyyubilere, sonra Memluklere ve nihayet Osmanlılara bıraktı. Ardından yeni bir yabancı fatihler grubu geldi: Fransızları, çarpıcı bir Türk-Çerkez hükümdarlar ara döneminden sonra İngilizler takip etti. Çağdaşlar, Mısır'ın bugünkü rejimini firavunlar ve Memluklerle karşılaştırsalar da, 1950'lerden beri Mısır'ı yöneten erkekler Mısırlı olmalarıyla övünüyorlar ve firavunlardan bu yana ülkeyi yöneten firavunların ilk doğma büyüme oğulları olduklarını iddia ediyorlar.
Üç kıtanın (Avrupa, Asya ve Afrika) bir köşesinde yer alan Mısır'ın muhakkak coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle, bu topraklar çoğu zaman işgalci olarak çok sayıda yabancıyı kendine çekmiştir. Hiksoslar, Yunanlar, Romalılar, Araplar, Memlukler, Osmanlılar, Fransızlar ve İngilizler (bazıları şimdi Amerikalıları da ekliyor) ülkeye egemen olmuşlar, dillerini, nüfuslarını ve yaşam biçimlerini aktarmışlardır.
Kısa Mısır Tarihi, Robert T.Lingor, Say Yayınları, 2010
Eğer Eski Mısır yazısının MS 4. yüzyılda ortadan kalkması bu uygarlığın sonu anlamına geliyorsa, yaklaşık 3000'deki icadı da onun başlangıcı olduğu anlamına mı gelmekteydi? Tek bir olay yeni bir çağın başladığına işaret etmez, ancak yaklaşık 3400-3000 arasında Mısır'da köklü ve birbiriyle ilintili değişiklikler meydana gelmiş ve yeni bir toplum ortaya çıkmıştır. Bu yenilikler arasında en erken yazı denemelerinin yapıldığı 3250'den, ilk tam cümlenin yazıldığı 2750'ye kadar yüzyıllarca süren bir sürecin sonunda gerçekleşmiş yazının icadı da bulunmaktadır. Dördüncü binyılın sonunda birliğini sağlamış bir Mısır devleti ortaya çıkmıştır ve bu dönem -her ne kadar sınırları belirsiz olsa da- Mısır tarihinin başlangıcı kabul edilebilir. Doğal olarak birliğin sağlanmasından önceki dönem -Mısır prehistoryası önemsiz değildi; ülkenin birçok tarihsel unsuruna ait tohumlar içermekteydi.
...
Eski Mısır'ın sınırları neredeydi? Bugün modern Mısır ülkesinin Arapça adı, Yakındoğu halklarının milattan önceki binyıllarda verdiği adın aynısıydı: Mısr. Başka halklar ise Memfis'te bulunan bir tapınak ve tapınağın adını verdiği semt Hikuptah'tan türetilmiş olması muhtemel Yunanca bir terim olan Aegyptos'un bir biçimini kullanmaktadır.
Antik ve modern ülkeleri eşitlemek kolaydır, ancak günümüzün sömürgeci güçler tarafından çizilmiş şaşırtıcı derecede düz sınırları Eski Mısır'ın sınırlarını oluşturmaz. Bu sınırları ancak ülkenin her daim hayat damarı olmuş Nil Nehri'ni başlangıç noktası alarak akılda daha iyi canlandırabiliriz. Modern Kahire'nin güneyi boyunca uzanan dar bir vadide akarak şehrin kuzeyinde geniş bir alüvyon araziye yayılan nehir, insanların tarım yapmasına, köylerle şehirlerde yaşamasına ve ülkenin tarihini yazmak için kullandığımız anıtlar ve diğer yapıları inşa etmelerine imkan sağlamaktadır.
Asvan'daki Birinci Çavlan'dan Akdeniz'e kadar olan kısım, geçmişte olduğu gibi bugün de Mısır'ın çekirdeğini oluşturmaktadır. Bu çekirdek bölgede yaşayan insanlar, onun ötesindeki Doğu ve Batı çöllerine ve Birinci Çavlan'ın güneyine uzandılar. Zaman zaman çok geniş alanlara ulaşmayı başardılar. Bu sayede batıdaki uzak diyarları, kuzey ve doğuda Akdeniz kıyılarındaki çeşitli yerleri ve modern Sudan'ın içlerine kadar giden Nil Vadisi'nin belirli kesimleri üzerinde etkili oldular.
Eski Mısır Tarihi, Marc Van De Mieroop, Homer Kitabevi ve Yayıncılık Ltd. Şti.,2019
Kaynaklar:
Kısa Mısır Tarihi, Robert T.Lingor, Say Yayınları, 2010
Axis
2000-Milliyet Hachette
Eski Mısır Tarihi, Marc Van De Mieroop, Homer Kitabevi ve Yayıncılık Ltd. Şti,2019
Rosalie, David (1997). "Coğrafya ve Tarihsel Arka Plan". Antik Mısır'ın Piramit Yapıcıları: Firavun'un İş Gücünün Modern Bir Araştırması . Routledge.
Hellenistik Dünya Tarihi, Malcolm Errington, Homer Kitabevi ve Yayıncılık Ltd. Şti,2017
Tarih Öncesi Çağlardan Günümüze: Mısır, Ersal Yavi, Necla Yazıcıoğlu Yavi, Yazıcı Yayınevi, 1996
Modern Ortadoğu Tarihi, William L. Cleveland, Agora Kitaplığı, 2008
A History of the Modern Middle East, William L. Cleveland, Martin Bunton, Seventh edition published 2025 by Routledge
The Roudlage Atlas Arab İsraeli Conflict. Martin Gilbert
Atlas Historique du Moyen Orient, Florian Louis
Atlas of İslamic History, PETER SLUGLETT with ANDREW CURRIE Routledge
World History Encyclopedia
🔎Mısır'da Helenistik Dönem ve Roma Hakimiyeti